1. Bölüm
Başlangıçta Söz vardı
Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi
ve Söz Tanrı'ydı. 2Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi.
3Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir
şey O'nsuz olmadı. 4Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların
ışığıydı. 5Işık karanlıkta parlar ve karanlık onu alt
edememiştir.
6Tanrı'nın gönderdiği
Yahya adlı bir adam ortaya çıktı. 7O, tanıklık için,
ışığa tanıklık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. 8Kendisi
o ışık değildi, ama ışığa tanıklık etmeye geldi. 9Dünyaya
gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. 10O,
dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. 11Kendi
yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. 12Ancak,
kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı'nın çocukları olma hakkını
verdi. 13Onlar ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne
de insanın isteğinden doğdular; tersine, Tanrı'dan doğdular.
14Söz insan
olup aramızda yaşadı. Biz de O'nun yüceliğini, Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle
dolu olan biricik Oğul'un yüceliğini gördük. 15Yahya
O'na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: «`Benden sonra gelen benden üstündür.
Çünkü O benden önce vardı' diye sözünü ettiğim kişi budur.»
16Nitekim hepimiz O'nun doluluğundan lütuf üzerine
lütuf aldık. 17Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi,
ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi. 18Tanrı'yı
hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir. O'nu, Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan
biricik Oğul tanıttı.
Yahya peygamberin ortaya çıkışı
19-20Yahudiler
Yahya'ya, «Sen kimsin?» diye sormak üzere Kudüs'ten kâhinlerle Levilileri gönderdikleri
zaman Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu - açıkça konuştu, inkâr etmedi - «Ben Mesih
değilim» diye açıkça konuştu.
21Onlar da kendisine,
«Öyleyse sen kimsin? İlyas mısın?» diye sordular.
O da, «Değilim» dedi.
«Sen beklediğimiz peygamber misin?» sorusuna,
«Hayır» cevabını verdi.
22O zaman ona, «Kimsin, söyle de bizi gönderenlere
bir cevap verelim» dediler. «Kendin için ne diyorsun?»
23Yahya, «Yeşaya peygamberin
dediği gibi, `Rab'bin yolunu düzleyin' diye çölde yükselen sesim ben» dedi.
24-25Yahya'ya gönderilen bazı Ferisiler
ona, «Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz ediyorsun?»
diye sordular.
26Yahya onlara şöyle cevap verdi: «Ben suyla vaftiz
ediyorum, ama aranızda tanımadığınız biri duruyor. 27Benden
sonra gelenO'dur. Ben O'nun çarığının bağını çözmeye bile layık değilim.»
28Bütün bunlar Şeria nehrinin ötesinde bulunan Beytanya'da,
Yahya'nın vaftiz ettiği yerde oldu.
Tanrı Kuzusu
29Yahya ertesi gün İsa'nın kendisine doğru geldiğini
görünce şöyle dedi: «İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu! 30Kendisi
için, `Benden sonra biri geliyor, O benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı'
dediğim kişi işte budur. 31Ben O'nu tanımıyordum,
ama İsrail'in O'nu tanıması için ben suyla vaftiz ederek geldim.» 32Yahya
tanıklığını şöyle sürdürdü: «Ruh'un güvercin gibi gökten indiğini, O'nun üzerinde
durduğunu gördüm. 33Ben O'nu tanımıyordum. Ama suyla
vaftiz etmek için beni gönderen, `Ruh'un kimin üzerine inip durduğunu görürsen,
Kutsal Ruh'la vaftiz eden O'dur' dedi. 34Ben de gördüm
ve `Tanrı'nın Oğlu budur' diye tanıklık ettim.»
İsa'nın ilk öğrencileri
35Ertesi gün Yahya yine öğrencilerinden ikisiyle
birlikteydi. 36Oradan geçmekte olan İsa'ya bakarak,
«İşte Tanrı Kuzusu!» dedi.
37İki öğrenci onun söylediklerini işitince İsa'nın
ardından gittiler. 38İsa arkasına dönüp ardından geldiklerini
görünce onlara, «Ne arıyorsunuz?» diye sordu.
Onlar da, «Nerede oturuyorsun, Rabbî?» dediler. `Rabbî', öğretmenim anlamına gelir.
39İsa, «Gelin, görün» dedi.
Gidip O'nun nerede oturduğunu gördüler ve o gün O'nunla kaldılar. Saat dört sularıydı.
40Yahya'yı işitip İsa'nın ardından giden iki kişiden
biri Simun Petrus'un kardeşi Andreya'ydı. 41Andreya
önce kendi kardeşi Simun'u bularak ona, «Biz Mesih'i bulduk» dedi. `Mesih', meshedilmiş
anlamına gelir.
42Andreya kardeşini İsa'ya götürdü. İsa ona baktı,
«Sen Yuhanna'nın oğlu Simun'sun. Kefas diye çağrılacaksın» dedi. `Kefas', Kaya
anlamına gelir.
43Ertesi gün İsa, Celile'ye gitmeye karar verdi. Filipus'u
bulup ona, «Ardımdan gel» dedi.
44Filipus da Andreya ile Petrus'un kenti olan Beytsayda'dandı.
45Filipus, Natanyel'i bularak ona, «Musa'nın Kutsal
Yasa'da hakkında yazdığı, peygamberlerin de sözünü ettiği kişiyi, Yusuf'un oğlu
Nasıralı İsa'yı bulduk» dedi.
46Natanyel Filipus'a, «Nasıra'dan iyi bir şey çıkabilir
mi?» diye sordu.
Filipus, «Gel de gör» dedi.
47İsa, Natanyel'in kendisine doğru geldiğini görünce
onun için, «İşte, içinde hile olmayan gerçek bir İsrailli!» dedi.
48Natanyel, «Beni nereden tanıyorsun?» diye sordu.
İsa, «Filipus çağırmadan önce seni incir ağacının altında gördüm» cevabını verdi.
49Natanyel, «Rabbî, sen Tanrı'nın Oğlusun, sen İsrail'in
Kralısın!» dedi.
50İsa ona dedi ki, «Seni incir ağacının altında gördüğümü
söylediğim için mi inanıyorsun? Bunlardan daha büyük şeylergöreceksin.» 51Sonra
da, «Size doğrusunu söyleyeyim, göğün açıldığını, Tanrı'nın meleklerinin İnsanoğlu
üzerinde yükselip indiklerini göreceksiniz» dedi.
2. Bölüm
İsa'nın ilk mucizesi
Üçüncü gün Celile'nin Kana köyünde bir düğün vardı. İsa'nın annesi oradaydı. 2İsa
ve öğrencileri de düğüne çağrılmışlardı. 3Şarap tükenince
İsa'nın annesi O'na, «Şarapları kalmadı» dedi.
4İsa, «Anne,
benden ne istiyorsun? Benim saatim daha gelmedi» dedi.
5Annesi hizmet edenlere, «Size ne derse onu yapın»
dedi.
6Yahudilerin geleneksel temizliği için oraya konmuş,
her biri seksenle yüz yirmi litre
alan altı taş küp vardı. 7İsa hizmet edenlere, «Küpleri
suyla doldurun» dedi. Küpleri ağızlarına kadar doldurdular. 8Sonra
hizmet edenlere, «Şimdi bundan alın, şölen başkanına götürün» dedi.
Onlar da götürdüler. 9-10Şölen başkanı,
şaraba dönüşmüş suyu tattı. Bunun nereden geldiğini bilemedi, oysa suyu küpten
alan hizmetkârlar biliyorlardı. Şölen başkanı güveyi çağırıp ona dedi ki, «Herkes
önce iyi şarabı, çok içildikten sonra da kötüsünü sunar. Ama sen iyi şarabı şimdiye
dek saklamışsın.»
11İsa bu ilk mucizesini Celile'nin Kana köyünde yaptı
ve yüceliğini gösterdi. Öğrencileri de O'na iman ettiler.
İsa satıcıları tapınaktan kovuyor
12Bundan sonra
İsa, annesi, kardeşleri ve öğrencileri Kefernahum'a gidip orada birkaç gün kaldılar.
13Yahudilerin Fısıh
bayramı yakındı. İsa da Kudüs'e gitti. 14Tapınağın
avlusunda sığır, koyun ve güvercin satanlarla orada oturmuş para bozanları gördü.
15İpten bir kamçı yaparak hepsini, koyunlar ve sığırlarla
birlikte tapınaktan kovdu, para bozanların paralarını döktü ve masalarını devirdi.
16Güvercin satanlara, «Bunları buradan kaldırın, Babamın
evini pazar yerine çevirmeyin!» dedi.
17Öğrencileri, «Senin
evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirecek» diye yazılmış olan sözü hatırladılar.
18Yahudiler İsa'ya, «Bunları yaptığına göre, bize
nasıl bir mucize göstereceksin?» diye sordular.
19İsa şu cevabı verdi:
«Bu tapınağı yıkın, üç günde onu yeniden kuracağım.»
20Yahudiler, «Bu tapınak kırk altı yılda yapıldı,
sen onu üç günde mi kuracaksın?» dediler.
21Ama İsa'nın sözünü ettiği tapınak kendi bedeniydi.
22İsa ölümden dirilince öğrencileri bu sözü söylediğini
hatırladılar, Kutsal Yazı'ya ve İsa'nın söylediği bu söze iman ettiler.
23Fısıh bayramında İsa'nın Kudüs'te bulunduğu sırada
yaptığı mucizeleri gören birçokları O'nun adına iman ettiler. 24Ama
İsa bütün insanların yüreğini bildiği için onlara güvenmiyordu.25İnsan
hakkında kimsenin O'na bir şey söylemesine gerek yoktu. Çünkü kendisi insanın
içinden geçenleri biliyordu.
3. Bölüm
İsa ile Nikodim
1-2Yahudilerin Nikodim adlı bir önderi
vardı. Ferisilerden olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, «Rabbî, senin Tanrı'dan
gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle birlikte olmadıkça
hiç kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz» dedi.
3İsa ona şu karşılığı verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim,
bir kimse yeniden doğmadıkça
Tanrı'nın Egemenliğini göremez.»
4Nikodim, «Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin
rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?» diye sordu.
5İsa şöyle cevap verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim,
bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğine giremez. 6Bedenden
doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. 7Sana, `Yeniden
doğmalısınız' dediğime şaşma. 8Yel dilediği yerde eser;
sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilemezsin. Ruh'tan doğan
her adam da böyledir.»
9Nikodim İsa'ya, «Bunlar nasıl olabilir?» diye sordu.
10İsa ona şöyle cevap verdi: «Sen İsrail'in öğretmeni
olduğun halde bunları anlamıyor musun? 11Sana doğrusunu
söyleyeyim, biz bildiğimizi söylüyoruz, gördüğümüze tanıklık ediyoruz. Sizler
ise bizim tanıklığımızı kabul etmiyorsunuz. 12Sizlere
yeryüzüyle ilgili şeyleri söylediğim zaman inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri
söylediğimde nasıl inanacaksınız? 13Gökten inmiş olan
İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14Musa
çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öylece yukarı kaldırılması
gerekir. 15Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama
kavuşsun.
16«Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik
Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz
yaşama kavuşsun. 17Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak
için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. 18O'na
iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı'nın
biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. 19Yargı da
şudur: dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü
yaptıkları işler kötüydü. 20Kötülük yapan herkes ışıktan
nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. 21Ama
gerçeği uygulayan kişi, yaptıklarını Tanrı'ya dayanarak yaptığı belli olsun diye
ışığa gelir.»
Yahya'nın tanıklığı
22Bundan sonra İsa'yla öğrencileri Yahudiye diyarına
gittiler. İsa onlarla birlikte orada bir süre kalarak vaftiz etti. 23Yahya
da Salim yakınındaki Aynon'da vaftiz ediyordu. Çünkü orada bol su vardı. İnsanlar
gelip vaftiz oluyorlardı. 24Yahya
henüz hapse atılmamıştı. 25O sıralarda Yahya'nın öğrencileriyle
bir Yahudi arasında temizlenme konusunda bir tartışma çıktı. 26ÖğrencileriYahya'ya
gelerek, «Rabbî» dediler, «Şeria nehrinin ötesinde birlikte olduğun ve kendisi
için tanıklık ettiğin adam var ya, işte o adam vaftiz ediyor, herkes de O'na gidiyor.»
27Yahya şöyle cevap verdi: «İnsan, kendisine gökten
verilmedikçe hiçbir şey alamaz. 28`Ben
Mesih değilim, ama O'nun öncüsü olarak gönderildim' dediğime siz kendiniz tanıksınız.
29Gelin kiminse, güvey odur. Ama güveyin yanında duran
ve onu dinleyen dostu onun sesini işitince çok sevinir. İşte benim sevincim böylece
tamamlandı. 30O büyümeli, bense küçülmeliyim.»
31Yukarıdan gelen, herkesten üstündür. Dünyadan olan
dünyaya aittir ve dünyadan söz eder. Gökten gelen ise, herkesten üstündür. 32Ne
görmüş ne işitmişse ona tanıklık eder, ama tanıklığını kimse kabul etmez. 33O'nun
tanıklığını kabul eden, Tanrı'nın gerçek olduğuna mührünü basmıştır. 34Tanrı'nın
gönderdiği kişi Tanrı'nın sözlerini söyler. Çünkü Tanrı, Ruh'u ölçüyle vermez.
35Baba Oğul'u sever
ve her şeyi O'na emanet etmiştir. 36Oğul'a iman edenin
sonsuz yaşamı vardır. Ama Oğul'un sözünü dinlemeyen yaşamı görmeyecektir. Tanrı'nın
gazabı böylesinin üzerinde kalır.
4. Bölüm
İsa ile Samiriyeli kadın
1-3Ferisiler İsa'nın Yahya'dan daha
çok öğrenci edinip vaftiz ettiğini duydular. (Aslında İsa'nın kendisi değil, öğrencileri
vaftiz ediyorlardı.) İsa bunu öğrenince Yahudiye'den ayrılıp yine Celile'ye gitti.
4Giderken Samiriye'den geçmesi gerekti. 5Böylece
Samiriye'nin Sihar denilen kentine geldi. Burası Yakup'un kendi oğlu Yusuf'a vermiş
olduğu toprağın yakınındaydı. 6Yakup'un kuyusu da oradaydı.
İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı.
7Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi.
İsa ona, «Bana su ver, içeyim» dedi. 8İsa'nın öğrencileri
yiyecek satın almak için kente gitmişlerdi.
9Samiriyeli kadın, «Sen
Yahudisin, bense Samiriyeli bir kadınım» dedi, «nasıl olur da benden su istersin?»
Çünkü Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur.
10İsa kadına şu cevabı
verdi: «Eğer sen Tanrı'nın armağanını ve sana, `Bana su ver, içeyim' diyenin kim
olduğunu bilseydin, sen O'ndan dilerdin, O da sana yaşam suyunu verirdi.»
11Kadın, «Efendim» dedi, «su çekecek bir şeyin yok,
kuyu da derin. Böyle olunca yaşam suyunu nereden bulacaksın? 12Sen,
bu kuyuyu bize vermiş, kendisi, oğulları ve davarları ondan içmiş olan atamız
Yakup'tan daha mı büyüksün?»
13İsa şöyle cevap verdi: «Bu sudan her içen yine susayacak.
14Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz.
Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak.»
15Kadın, «Efendim» dedi, «bu suyu bana ver. Böylece
ne susayayım, ne de su çekmek için buraya kadar geleyim.»
16İsa, «Git, kocanı çağır ve buraya gel» dedi.
17Kadın, «Kocam yok» cevabını verdi.
İsa, «Kocam yok demekle doğruyu söyledin» dedi. 18«Beş
kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adamsa kocan değildir. Doğruyu söyledin.»
19Kadın, «Efendim, anlıyorum, sen bir peygambersin»
dedi. 20«Atalarımız bu dağda tapındılar, ama sizler
tapınılması gereken yerin Kudüs'te olduğunu söylüyorsunuz.»
21İsa ona şöyle dedi: «Kadın, bana inan, öyle bir
saat geliyor ki, Baba'ya ne bu dağda, ne de Kudüs'te tapınacaksınız! 22Siz
bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir.
23Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte
tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları
arıyor. 24Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve
gerçekte tapınmalıdırlar.»
25Kadın İsa'ya, «Mesih denilen meshedilmiş Olan'ın
geleceğini biliyorum» dedi, «O gelince bize her şeyi bildirecektir.»
26İsa, «Seninle konuşan ben, O'yum» dedi.
27Bu sırada İsa'nın öğrencileri geldiler. O'nun bir
kadınla konuşmasına şaştılar. Bununla birlikte hiçbiri, «Ne istiyorsun?» ya da,
«O kadınla neden konuşuyorsun?» demedi.
28-29Sonra kadın su testisini bırakarak
kente gitti ve halka şöyle dedi: «Gelin, yapmış olduğum her şeyi bana söyleyen
adamı görün. Acaba Mesih bu mudur?» 30Halk da kentten
çıkıp İsa'ya doğru gelmeye başladı.
31Bu arada öğrencileri O'na, «Rabbî, yemek ye!» diye
rica ediyorlardı.
32Ama İsa, «Benim, sizin bilmediğiniz bir yiyeceğim
var» dedi.
33Öğrenciler birbirlerine, «Acaba biri O'na yiyecek
mi getirdi?» diye sordular.
34İsa, «Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine
getirmek ve O'nun işini tamamlamaktır» dedi. 35«Sizler,
`Ekinleri biçmeye daha dört ay var' demiyor musunuz? İşte, size söylüyorum, başınızı
kaldırıp tarlalara bakın. Ekinler sararmış, biçilmeye hazır! 36Eken
ve biçen birlikte sevinsinler diye, biçen kişi şimdiden ücretini alır ve sonsuz
yaşam için ürün toplar. 37`Biri eker, başkası biçer'
sözü bu durumda doğrudur. 38Ben sizi, emek vermediğiniz
bir ürünü biçmeye gönderdim. Başkaları emek verdiler, siz ise onların emeğinden
yararlandınız.»
39O kentten birçok Samiriyeli, «Yapmış olduğum her
şeyi bana söyledi» diye tanıklık eden kadının sözü üzerine İsa'ya iman etti. 40Samiriyeliler
O'na gelip yanlarında kalması için rica ettiler. O da orada iki gün kaldı. 41O'nun
sözü üzerine daha birçokları iman etti.
42Bunlar kadına: «Bizim iman etmemizin nedeni artık
senin sözlerin değildir» diyorlardı. «Kendimiz işittik, O'nun gerçekten dünyanın
Kurtarıcısı olduğunu biliyoruz.»
Bir memurun oğlu iyileştiriliyor
43Bu iki günden sonra İsa oradan ayrılıp Celile'ye
gitti. 44İsa'nın kendisi,
bir peygamberin kendi memleketinde saygı görmediğine tanıklık etmişti. 45Celile'ye
geldiği zaman Celileliler O'nu iyi karşıladılar. Çünkü onlar da bayram için gitmişler
ve bayramda O'nun Kudüs'te yaptığı her şeyi görmüşlerdi.
46İsa yine, suyu şaraba
çevirdiği Celile'nin Kana köyüne geldi. Orada saraya bağlı bir memur vardı. Oğlu
Kefernahum'da hastaydı. 47Adam, İsa'nın Yahudiye'den
Celile'ye geldiğini işitince yanına gitti, ölmek üzere olan oğlunu gelip iyileştirmesi
için O'na yalvardı.
48O zaman İsa adama, «Sizler, belirtiler ve harikalar
görmedikçe iman etmeyeceksiniz» dedi.
49Saray memuru İsa'ya, «Efendim, çocuğum ölmeden önce
yetiş!» dedi.
50İsa, «Git, oğlun yaşayacak» dedi.
Adam İsa'nın söylediği söze iman ederek gitti. 51Daha
yoldayken köleleri onu karşılayıp oğlunun yaşamakta olduğunu bildirdiler. 52Adam
onlara, oğlunun iyileşmeye başladığı saati sordu. «Dün öğle üstü saat birde
ateşi düştü» dediler.
53Baba bunun, İsa'nın, «Oğlun yaşayacak» dediği saat
olduğunu anladı. Kendisi ve bütün ev halkı iman etti. 54Bu,
İsa'nın Yahudiye'den Celile'ye gelişinde yaptığı ikinci mucizeydi.
5. Bölüm
Havuzdaki kötürüm iyileştiriliyor
İsa bundan sonra Yahudilerin bir bayramı nedeniyle Kudüs'e gitti. 2Kudüs'te
Koyun Kapısı yanında, İbranicede Beytesta denilen beş eyvanlı bir havuz vardır.
3-4Bu eyvanların altında kör, kötürüm,
felçli hastalardan bir kalabalık
yatardı. 5Orada otuz sekiz yıldır hasta olan bir adam
vardı. 6İsa hasta yatan bu adamı görünce ve onun uzun
zamandır bu durumda olduğunu anlayınca ona, «İyi olmak ister misin?» diye sordu.
7Hasta şöyle cevap verdi: «Efendim, su çalkandığı zaman
beni havuza indirecek kimsem yok, tam gireceğim an benden önce başkası giriyor.»
8İsa ona, «Kalk, döşeğini topla ve yürü» dedi.
9Adam o anda iyileşti. Döşeğini toplayıp yürümeye başladı.
O gün Sept günüydü. 10Bu
yüzden Yahudiler iyileşen adama, «Bugün Sept günü» dediler, «döşeğini toplaman
yasaktır.»
11Ama adam onlara şöyle cevap verdi: «Beni iyileştiren
kişi bana, `Döşeğini topla ve yürü' dedi.»
12«Sana, `Döşeğini topla ve yürü' diyen adam kim?»
diye sordular.
13İyileşen adam ise O'nun kim olduğunu bilmiyordu.
Çünkü orası kalabalık olduğundan İsa çekilmişti. 14İsa
daha sonra adamı tapınakta buldu. «Bak, iyi oldun. Artık günah işleme de başına
daha kötü bir şey gelmesin» dedi.
15Adam Yahudilere gidip kendisini iyileştirenin İsa
olduğunu bildirdi. 16Sept günü böyle şeyler yaptığı
için Yahudiler İsa'ya zulmetmeye başladılar. 17Ama
İsa onlara şu karşılığı verdi: «Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum.»
18İşte bu nedenle Yahudiler O'nu öldürmek için daha
çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Sept günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın
kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı.
Yaşam veren İsa
19İsa Yahudilere şöyle karşılık verdi: «Size doğrusunu
söyleyeyim, Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz.
Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. 20Çünkü Baba
Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini O'na gösterir. Şaşasınız diye O'na bunlardan
daha büyük işler de gösterecektir. 21Baba nasıl ölüleri
diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere öylece yaşam verir.
22Baba kimseyi yargılamaz, tüm yargılama işini Oğul'a
vermiştir. 23Öyle ki, herkes Baba'yı onurlandırdığı
gibi Oğul'u onurlandırsın. Oğul'u onurlandırmayan, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz.
24«Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene
iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.
25Size doğrusunu söyleyeyim, ölülerin Tanrı Oğlunun
sesini işitecekleri ve işitenlerin yaşayacakları saat geliyor, geldi bile. 26Çünkü
Baba, kendisinde yaşam olduğu gibi, Oğul'a da kendisinde yaşam olma özelliğini
verdi. 27O'na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü
O İnsanoğlu'dur. 28Buna şaşmayın. Mezarda olanların
hepsinin O'nun sesini işitecekleri saat geliyor. 29Ve
onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapmış olanlar yaşamak, kötülük yapmış
olanlar yargılanmak üzere dirilecekler.
İsa'ya tanıklık
30«Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim
gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil,
beni gönderenin istediğini yapmaktır. 31Eğer kendim
için ben tanıklık edersem, tanıklığım geçerli olmaz. 32Ama
benim için tanıklık eden başka biri vardır. O'nun benim için ettiği tanıklığın
geçerli olduğunu bilirim. 33Siz
Yahya'ya adamlar gönderdiniz, o da gerçeğe tanıklık etti. 34İnsandan
tanıklık kabul ettiğim için değil, kurtulmanız için bunları söylüyorum. 35Yahya,
yanan ve ışık saçan bir çıraydı. Sizler onun ışığında bir süre için coşmak istediniz.
36Ama benim, Yahya'nınkinden daha büyük bir tanıklığım
var. Tamamlamam için Baba'nın bana verdiği işler, şu yaptığım işler, beni Baba'nın
gönderdiğine tanıklık ediyor. 37Beni
gönderen Baba da benim için tanıklık etmiştir. Siz hiçbir zaman O'nun ne sesini
işittiniz, ne de şeklini gördünüz. 38O'nun sözü sizde
yaşamıyor. Çünkü O'nun gönderdiği kişiye iman etmiyorsunuz. 39Kutsal
Yazıları araştırıyorsunuz. Çünkü bunlarda sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz.
Bana tanıklık eden de bu yazılardır! 40Öyleyken siz,
yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz.
41«İnsanlardan övgü kabul etmiyorum. 42Ama
ben sizi bilirim, içinizde Tanrı sevgisi yoktur. 43Ben
Babamın adına geldim, ama beni kabul etmiyorsunuz. Oysa başka birisi kendi adına
gelirse, onu kabul edeceksiniz. 44Birbirinizden övgüler
kabul ediyor, ama tek olan Tanrı'nın övgüsünü kazanmaya çalışmıyorsunuz. Bu durumda
nasıl iman edebilirsiniz? 45Baba'nın önünde sizi suçlayacağımı
sanmayın. Sizi suçlayan, umut bağladığınız Musa'dır. 46Musa'ya
iman etmiş olsaydınız, bana da iman ederdiniz. Çünkü o benim hakkımda yazmıştır.
47Ama onun yazılarına iman etmezseniz, benimsözlerime
nasıl iman edeceksiniz?»
6. Bölüm
İsa beş bin kişiyi doyuruyor
Bundan sonra İsa, Celile (Taberiye) gölünün karşı yakasına geçti. 2Büyük
bir kalabalık O'nun ardından gidiyordu. Çünkü hastalar üzerinde yaptığı mucizeleri
görmüşlerdi. 3İsa dağa çıkıp orada öğrencileriyle birlikte
oturdu. 4Yahudilerin Fısıh bayramı yakındı.
5İsa başını kaldırıp büyük bir kalabalığın kendisine
doğru geldiğini görünce Filipus'a, «Bunları doyurmak için nereden ekmek alalım?»
diye sordu. 6Bu sözü onu sınamak için söyledi, kendisi
ne yapacağını biliyordu.
7Filipus O'na şu cevabı verdi: «Her birinin az bir
şey yiyebilmesi için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez.»
8-9Öğrencilerinden biri, Simun Petrus'un
kardeşi Andreya, İsa'ya dedi ki, «Burada beş arpa ekmeğiyle iki balığı olan bir
çocuk var. Ama bu kadar adam için bunlar nedir ki?»
10İsa, «Halkı yere oturtun» dedi.
Orası çimenlik bir yerdi. Böylece halk yere oturdu. Oradaki erkeklerin sayısı
beş bin kadardı. 11İsa ekmekleri aldı, şükrettikten
sonra oturanlara istedikleri kadar dağıttı. Balıklarla da aynı şeyi yaptı. 12Herkes
doyunca İsa öğrencilerine, «Artıkları toplayın, hiçbir şey ziyan olmasın» dedi.
13Beş arpa ekmeğinden yiyenlerin bıraktığı artıkları
topladılar ve bunlarla on iki sepet doldurdular. 14Halk,
İsa'nın yaptığı mucizeyi görünce, «Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur»
dedi.
15İsa onların gelip kendisini kral yapmak üzere zorla
götüreceklerini bildiğinden tek başına yine dağa çekildi.
İsa su üstünde yürüyor
16Akşam olunca öğrencileri göle indiler. 17Bir
kayığa binerek gölün karşı yakasındaki Kefernahum'a doğru yol aldılar. Karanlık
basmıştı ve İsa henüz yanlarına gelmemişti. 18Güçlü
bir rüzgâr estiğinden göl kabarmaya başladı. 19Öğrenciler
üç mil kadar kürek çektikten
sonra, İsa'nın gölün üstünde yürüyerek kayığa yaklaştığını görünce korktular.
20Ama İsa onlara, «Ben'im, korkmayın!» dedi. 21Bunun
üzerine O'nu kayığa almak istediler. O anda kayık gitmekte oldukları karaya vardı.
22Ertesi gün, gölün karşı yakasında kalmış olan halk,
önceden orada sadece bir tek kayık bulunduğunu, İsa'nın kendi öğrencileriyle birlikte
bu kayığa binmediğini, öğrencilerinin yalnız gittiklerini anladı. 23Rab'bin
şükretmesinden sonra halkın ekmek yediği yerin yakınına Taberiye'den başka kayıklar
geldi. 24Halk, İsa'nın ve öğrencilerinin orada olmadığını
görünce kayıklara binerek Kefernahum'a, İsa'yı aramaya gitti. 25O'nugölün
karşı yakasında buldukları zaman, «Rabbî, buraya ne zaman geldin?» diye sordular.
Yaşam ekmeği
26İsa şöyle cevap verdi: «Size doğrusunu söyleyeyim,
mucizeler gördüğünüz için değil, ekmeklerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz.
27Geçici olan yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca
kalan yiyecek için çalışın. Bunu size İnsanoğlu verecek. Çünkü Baba Tanrı O'na
bu onayı vermiştir.»
28Onlar da şunu sordular: «Tanrı'nın istediği işleri
yapmak için ne yapmalıyız?»
29İsa, «Tanrı'nın işi O'nun gönderdiği kişiye iman
etmenizdir» diye cevap verdi.
30Bunun üzerine, «Görüp sana iman etmemiz için nasıl
bir mucize yaratacaksın? Ne yapacaksın?» dediler. 31«Atalarımız
çölde man yediler. Yazılmış olduğu gibi, `Yemeleri için onlara gökten ekmek verdi.'»
32İsa onlara dedi ki, «Size doğrusunu söyleyeyim,
gökten ekmeği size Musa vermedi, gökten size gerçek ekmeği Babam verir. 33Çünkü
Tanrı'nın ekmeği, gökten inen ve dünyaya yaşam verendir.»
34Onlar da, «Efendimiz, bizlere her zaman bu ekmeği
ver!» dediler.
35İsa, «Yaşam ekmeği ben'im. Bana gelen asla acıkmaz,
bana iman eden hiçbir zaman susamaz» dedi. 36«Ama
ben size dedim ki, `Beni gördünüz, yine de iman etmiyorsunuz.' 37Baba'nın
bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni ben asla kovmam. 38Çünkü
kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmek için gökten indim.
39Beni gönderenin isteği şudur: bana verdiklerinden
hiçbirini yitirmeyeyim, ama son günde hepsini dirilteyim. 40Çünkü
Babamın isteği, Oğul'u gören ve O'na iman eden herkesin sonsuz yaşama kavuşmasıdır.
Ben de böylelerini son günde dirilteceğim.»
41«Gökten inmiş olan ekmek ben'im» dediği için Yahudiler
O'na karşı söylenmeye başladılar. 42«Yusuf'un oğlu
İsa değil mi bu?» diyorlardı. «Annesini de, babasını da tanıyoruz. Şimdi nasıl
oluyor da, `gökten indim' diyor?»
43İsa, «Aranızda söylenmeyin» diye cevap verdi. 44«Beni
gönderen Baba bir kimseyi bana çekmedikçe, o kimse bana gelemez. Bana geleni de
son günde dirilteceğim. 45Peygamberlerin
yazdığı gibi, `Tanrı onların hepsine kendi yollarını öğretecektir.' Baba'yı işiten
ve O'ndan öğrenen herkes bana gelir. 46Bu, bir kimsenin
Baba'yı gördüğü anlamına gelmez. Baba'yı sadece Tanrı'dan gelen görmüştür. 47Size
doğrusunu söyleyeyim, iman edenin sonsuz yaşamı vardır. 48Yaşam
ekmeği ben'im. 49Atalarınız çölde man yediler, yine
de öldüler. 50Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan
yiyen ölmeyecek. 51Gökten inmiş olan diri ekmek ben'im.
Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek
de benim bedenimdir.»
52Bunun üzerine Yahudiler, «Bu adam yememiz için bedenini
bize nasıl verebilir?» diyerek birbirleriyle çekişmeye başladılar.
53İsa onlara şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim,
İnsanoğlu'nun bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz. 54Bedenimi
yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onuson günde dirilteceğim.
55Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir.
56Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda.
57Yaşayan Baba beni gönderdiği ve ben Baba'nın aracılığıyla
yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim aracılığımla yaşayacak. 58İşte
gökten inmiş olan ekmek budur. Atalarınızın yedikleri man gibi değildir. Atalarınız
öldüler. Oysa bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar.» 59İsa
bu sözleri Kefernahum'da havrada ders verirken söyledi.
Birçok kişi İsa'yı terk ediyor
60Öğrencilerinin birçoğu bunu işitince, «Bu söz çetindir,
bunu kim kabul edebilir?» dediler.
61Öğrencilerinin buna karşı söylendiğini anlayan İsa,
«Bu sizi şaşırtıyor mu?» dedi. 62«Ya İnsanoğlu'nun
önceden bulunduğu yere yükseldiğini görürseniz...? 63Yaşam
veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.
64Yine de aranızda iman etmeyenler var.» İsa iman
etmeyenlerin ve kendisini ele verecek olanın kim olduğunu başlangıçtan biliyordu.
65«Sizlere, `Baba'nın bana yöneltmediği hiç kimse
bana gelemez' dememin nedeni
budur» dedi.
66Bunun üzerine öğrencilerinin birçoğu geri döndüler,
artık O'nunla dolaşmaz oldular. 67İsa o zaman Onikilere,
«Siz de mi ayrılmak istiyorsunuz?» diye sordu.
68Simun Petrus şu cevabı
verdi: «Rab, biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sendedir. 69İman
ediyor ve biliyoruz ki, sen Tanrı'nın Kutsalısın.»
70İsa onlara şu karşılığı verdi: «Siz Onikileri seçen
ben değil miyim? Yine de aranızdan biri iblistir.» 71Simun
İskariyot'un oğlu Yahuda'dan söz ediyordu. Çünkü Yahuda Onikilerden biri olduğu
halde İsa'yı ele verecekti.
7. Bölüm
İsa Kudüs'e gidiyor
Bundan sonra İsa Celile'de dolaşmaya başladı. Yahudiler O'nu öldürmeyi amaçladıkları
için Yahudiye'de dolaşmak istemiyordu. 2Yahudilerin
Çardak bayramı yaklaşmıştı. 3Bu
nedenle İsa'nın kardeşleri O'na, «Buradan ayrıl, Yahudiye'ye git» dediler, «öğrencilerin
de yaptığın işleri görsünler. 4Çünkü kendini açıkça
tanıtmak isteyen bir kimse yaptıklarını gizlemez. Madem ki bu şeyleri yapıyorsun,
kendini dünyaya göster!» 5Kardeşleri bile O'na iman
etmiyorlardı.
6İsa onlara, «Benim zamanım daha gelmedi» dedi, «oysa
sizin için zaman hep uygundur. 7Dünya sizden nefret
edemez, ama benden nefret ediyor. Çünkü yaptıklarının kötü olduğuna tanıklık ediyorum.
8Siz bu bayramı kutlamaya gidin. Ben şimdilik gitmeyeceğim.
Çünkü benim zamanım daha dolmadı.»
9İsa bu sözleri söyleyip Celile'de kaldı.
10Ne var ki, kardeşleri bayramı kutlamaya gidince,
kendisi de gitti. Ancak açıktan açığa değil, gizlice gitti. 11Yahudiler
de O'nu bayram sırasında arıyor, «O nerede?» diye soruyorlardı.
12Kalabalık arasında O'nunla ilgili bir sürü laf fısıldanıyordu.
Bazıları, «İyi adamdır», bazıları da, «Hayır, tam tersine, halkı saptırıyor» diyorlardı.
13Bununla birlikte Yahudilerden korktukları için,
hiç kimse O'ndan açıkça söz etmiyordu.
14Bayramın yarısı geçmişti. İsa da tapınağa gidip
ders vermeye başladı. 15Yahudiler şaşırmışlardı. «Bu
adam hiç öğrenim görmediği halde, nasıl bu kadar bilgili olabilir?»
diyorlardı.
16İsa onlara, «Benim öğretim benim değil, beni gönderenindir»
diye karşılık verdi. 17«Eğer bir kimse Tanrı'nın isteğini
yerine getirmek istiyorsa, bu öğretinin Tanrı'dan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden
mi konuştuğumu bilecektir. 18Kendiliğinden konuşan
kendini yüceltmek ister, ama kendisini göndereni yüceltmek isteyen doğrudur ve
O'nda haksızlık yoktur. 19Musa size Kutsal Yasa'yı
vermedi mi? Yine de hiçbiriniz Yasa'yı yerine getirmiyor. Neden beni öldürmek
istiyorsunuz?»
20Kalabalık, «Cin çarptı seni!» dedi. «Seni öldürmek
isteyen kim?»
21İsa, «Ben bir mucize
yaptım, hepiniz şaşkına döndünüz» diye cevap verdi. 22«Musa
size sünneti buyurduğu için - aslında bu, Musa'dan değil, atalarınızdan kalmadır
- Sept günü birini sünnet edersiniz. 23Musa'nın
Yasası bozulmasın diye Sept günü biri sünnet ediliyor da, Sept günü bir adamı
tamamen iyileştirdim diye bana neden kızıyorsunuz? 24Dış
görünüşe göre yargılamayın, yargınız adil olsun.»
İsa, Mesih midir?
25Kudüslülerin bazıları, «Öldürmek istedikleri adam
bu değil mi?» diyorlardı. 26«Bakın, açıkça konuşuyor,
O'na bir şey demiyorlar. Yoksa önderler O'nun Mesih olduğunu gerçekten kabul ettiler
mi? 27Ama biz bu adamın nereden geldiğini biliyoruz.
Oysa Mesih geldiği zaman O'nun nereden geldiğini kimse bilmeyecek.»
28O sırada tapınakta ders veren İsa yüksek sesle şöyle
dedi: «Hem beni tanıyorsunuz, hem de nereden olduğumu biliyorsunuz! Ben kendiliğimden
gelmedim. Beni gönderen gerçektir. O'nu siz tanımıyorsunuz. 29Ben
O'nu tanırım. Çünkü ben O'ndanım, beni O gönderdi.»
30Bunun üzerine O'nu yakalamak istediler, ama kimse
O'na el sürmedi. Çünkü O'nun saati henüz gelmemişti. 31Halktan
birçok kişi ise O'na iman etti. «Mesih gelince, bunun yaptıklarından daha mı çok
mucize yapacak?» diyorlardı.
32Ferisiler halkın İsa hakkında böyle fısıldaştığını
duydular. Başkâhinler ve Ferisiler O'nu yakalamak için görevliler gönderdiler.
33İsa, «Kısa bir süre daha sizinleyim» dedi, «sonra
beni gönderene gideceğim. 34Beni arayacaksınız, ama
bulamayacaksınız. Ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz.»
35Bunun üzerine Yahudiler birbirlerine, «Bu adam nereye
gidecek de biz O'nu bulamayacağız?» dediler. «Yoksa Grekler arasında dağılmış
olanlara gidip Greklere mi ders verecek? 36`Beni arayacaksınız,
ama bulamayacaksınız. Ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz' diyor. Ne demek
istiyor?»
37Bayramın son ve en
önemli günü İsa ayağa kalktı, yüksek sesleşöyle dedi: «Bir kimse susamışsa bana
gelsin, içsin. 38Kutsal
Yazı'da dendiği gibi, bana iman edenin `içinden diri su ırmakları akacaktır.'»
39Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh'la ilgili
olarak söylüyordu. Ruh henüz verilmemişti. Çünkü İsa henüz yüceltilmemişti. 40Halktan
bazıları bu sözleri işitince, «Gerçekten beklediğimiz peygamber budur» dediler.
41Bazıları da, «Bu Mesih'tir» diyorlardı.
Başkaları ise, «Olamaz! Mesih Celile'den mi gelecek?» dediler. 42«Kutsal
Yazı'da, `Mesih, Davut'un soyundan, Davut'un yaşadığı Beytlehem köyünden gelecek'
denmemiş midir?»
43Böylece İsa'dan dolayı halk arasında ayrılık doğdu.
44Bazıları O'nu yakalamak istedilerse de, kimse O'na
el sürmedi.
Yahudi önderlerin imansızlığı
45Görevliler geri dönünce, başkâhinlerle Ferisiler,
«Niçin O'nu getirmediniz?» diye sordular.
46Görevliler, «Hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu
gibi konuşmamıştır» karşılığını verdiler.
47Ferisiler, «Yoksa siz de mi aldandınız?» dediler.
48«Önderlerden ya da Ferisilerden O'na iman eden oldu
mu hiç? 49Kutsal Yasa'yı bilmeyen bu halk lanetlidir.»
50-51İçlerinden
biri, daha önce İsa'ya gelmiş olan Nikodim, onlara şöyle dedi: «Yasamıza göre,
bir adamı dinlemeden, ne yaptığını öğrenmeden onu yargılamak doğru mu?»
52Ona, «Yoksa sen de mi Celile'densin?» diye karşılık
verdiler. «Araştır, bak, Celile'den peygamber çıkmaz.»
53Bundan sonra herkes evine gitti.
8. Bölüm
Zinada yakalanan kadın
İsa ise Zeytin dağına gitti. 2Ertesi sabah erkenden
yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders
vermeye başladı. 3-4Din bilginleri
ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak
İsa'ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler. 5«Musa,
Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?» 6Bunları
İsa'yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.
İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. 7Durmadan
aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı
atsın!» dedi.
8Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu. 9Bunu
işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı
yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. 10İsa
doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
11Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»
Geçerli tanıklık
12İsa yine halka seslenip
şöyle dedi: «Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez,
yaşam ışığına sahip olur.»
13Ferisiler, «Sen kendin
için tanıklık ediyorsun, tanıklığın geçerli değil» dediler.
14İsa onlara şu karşılığı verdi: «Kendim için tanıklık
etsem bile tanıklığım geçerlidir. Çünkü nereden geldiğimi ve nereye gideceğimi
biliyorum. Oysa siz nereden geldiğimi, nereye gideceğimi bilmiyorsunuz. 15Siz
insan gözüyle yargılıyorsunuz. Ben kimseyi yargılamam. 16Ama
yargılasam bile benim yargım doğrudur. Çünkü ben yalnız değilim, ben ve beni gönderen
Baba, birlikte yargılarız. 17Yasanızda da, `İki kişinin
tanıklığı geçerlidir' diye yazılmıştır. 18Kendim için
tanıklık eden bir ben varım, bir de beni gönderen Baba benim için tanıklık ediyor.»
19O zaman O'na, «Baban nerede?» diye sordular.
İsa şu karşılığı verdi: «Siz ne beni tanırsınız, ne de Babamı. Beni tanısaydınız,
Babamı da tanırdınız.»
20İsa bu sözleri tapınakta ders verirken, bağış toplanan
yerde söyledi. Kimse O'nu yakalamadı. Çünkü saati henüz gelmemişti.
21İsa yine onlara, «Ben gidiyorum. Beni arayacaksınız
ve günahınızın içinde öleceksiniz. Benim gideceğim yere siz gelemezsiniz» dedi.
22Yahudiler, «Yoksa kendini mi öldürecek?» dediler.
«Çünkü, `Benim gideceğim yere siz gelemezsiniz' diyor.»
23İsa onlara, «Siz aşağıdansınız, ben yukarıdanım»
dedi. «Siz bu dünyadansınız, ben bu dünyadan değilim. 24İşte
bu nedenle size, `Günahlarınızın içinde öleceksiniz' dedim. Benim O olduğuma
iman etmezseniz, günahlarınızın içinde öleceksiniz.»
25O'na, «Sen kimsin?» diye sordular.
İsa, «Başlangıçtan beri size ne söyledimse, O'yum» dedi. 26«Sizinle
ilgili söyleyecek ve sizleri yargılayacak çok şeyim var. Beni gönderen gerçektir.
Ben O'ndan işittiklerimi dünyaya bildiriyorum.»
27İsa'nın kendilerine Baba'dan söz ettiğini anlamadılar.
28Bu nedenle İsa şöyle dedi: «İnsanoğlu'nu yukarı
kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama
tıpkı Baba'nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız. 29Beni
gönderen benimledir, O beni yalnız bırakmadı. Çünkü ben her zaman O'nu hoşnut
edeni yaparım.»
30Bu sözler üzerine birçokları O'na iman etti.
İbrahim'in çocukları, İblis'in çocukları
31-32İsa kendisine iman etmiş olan
Yahudilere, «Eğer benim sözüme bağlı kalırsanız, gerçekten öğrencilerim olursunuz.
Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak» dedi.
33«Biz İbrahim'in soyundanız»
diye karşılık verdiler, «hiçbir zaman kimseye kölelik etmedik. Nasıl oluyor da
sen, `Özgür olacaksınız' diyorsun?»
34İsa, «Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes
günahın kölesidir» dedi. 35«Köle ev halkının sürekli
bir üyesi değildir, ama oğul sürekli üyesidir. 36Bunun
için, Oğul sizi özgür kılarsa,gerçekten özgür olursunuz. 37İbrahim'in
soyundan olduğunuzu biliyorum. Yine de beni öldürmek istiyorsunuz. Çünkü yüreğinizde
sözüme yer vermiyorsunuz. 38Ben Babamın yanında gördüklerimi
söylüyorum, siz de babanızdan işittiklerinizi yapıyorsunuz.»
39«Bizim babamız İbrahim'dir» diye karşılık verdiler.
İsa, «İbrahim'in çocukları olsaydınız, İbrahim'in yaptıklarını yapardınız» dedi.
40«Ama şimdi beni - Tanrı'dan işittiği gerçeği sizlere
bildireni - öldürmek istiyorsunuz. İbrahim bunu yapmadı. 41Siz
babanızın yaptıklarını yapıyorsunuz.»
«Biz zinadan doğmadık. Bir tek Babamız var, o da Tanrı'dır» dediler.
42İsa, «Tanrı Babanız olsaydı, beni severdiniz» dedi.
«Çünkü ben Tanrı'dan çıkıp geldim. Kendiliğimden gelmedim, beni O gönderdi. 43Söylediklerimi
neden anlamıyorsunuz? Benim sözümü dinlemeye dayanamıyorsunuz da ondan. 44Siz
babanız İblis'tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O
başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan
söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır
ve yalanın babasıdır. 45Ama ben gerçeği söylüyorum.
İşte bunun için bana iman etmiyorsunuz. 46Hanginiz
bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Gerçeği söylüyorsam, niçin bana iman etmiyorsunuz?
47Tanrı'dan olan, Tanrı'nın sözlerini dinler. İşte
siz Tanrı'dan olmadığınız için dinlemiyorsunuz.»
İsa'nın yüceliği
48Yahudiler O'na şu karşılığı verdiler: «`Sen, cin
çarpmış bir Samiriyelisin' demekte haklı değil miyiz?»
49İsa, «Beni cin çarpmadı» dedi. «Ben Babamı onurlandırıyorum,
ama siz beni aşağılıyorsunuz. 50Ben kendimi yüceltmek
istemiyorum, ama bunu isteyen ve yargılayan biri vardır. 51Size
doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla görmeyecektir.»
52Yahudiler, «Seni cin çarptığını şimdi anlıyoruz»
dediler. «İbrahim öldü, peygamberler de öldü. Oysa sen, `Bir kimse sözüme uyarsa,
ölümü asla tatmayacaktır' diyorsun. 53Yoksa sen babamız
İbrahim'den üstün müsün? O öldü, peygamberler de öldü. Sen kendini kim sanıyorsun?»
54İsa şu karşılığı verdi: «Eğer ben kendimi yüceltirsem,
yüceliğim hiçtir. Beni yücelten, `Tanrımız' diye çağırdığınız Babamdır. 55Siz
O'nu tanımıyorsunuz, ama ben tanırım. O'nu tanımadığımı söylersem, sizin gibi
yalancı olurum. Ama ben O'nu tanırım ve sözüne uyarım. 56Babanız
İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi.»
57Yahudiler, «Sen daha elli yaşında bile değilsin.
İbrahim'i de mi gördün?» dediler.
58İsa, «Size doğrusunu
söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım» dedi.
59O zaman İsa'yı taşlamak için yerden taş aldılar,
ama O gizlenip tapınaktan çıktı.
9. Bölüm
Kör bir adam iyileştiriliyor
İsa yolda giderken doğuştan kör bir adam gördü. 2Öğrencileri
İsa'ya, «Rabbî, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi
babası mı?» diye sordular.
3İsa şu cevabı verdi: «Ne kendisi, ne de annesi babası
günah işledi. Tanrı'nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu. 4Beni
gönderenin işlerini vakit daha gündüzken yapmalıyız. Gece geliyor, o zaman kimse
çalışamaz. 5Dünyada olduğum
sürece dünyanın ışığı ben'im.»
6Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, tükürükle
çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. 7Adama,
«Git, Şiloha havuzunda yıkan» dedi. Şiloha, `gönderilmiş' anlamına gelir.
Adam gidip yıkandı, gözleri açılmış olarak döndü. 8Komşuları
ve onu daha önce dilenirken görenler, «Oturup dilenen adam değil mi bu?» dediler.
9Kimi, «Evet, odur» dedi, kimi de «Hayır, ama ona benziyor»
dedi.
Kendisi ise, «Ben oyum» dedi.
10«Öyleyse, gözlerin nasıl açıldı?» diye sordular.
11O da şöyle cevap verdi: «İsa adındaki adam çamur
yapıp gözlerime sürdü ve bana, `Şiloha'ya git, yıkan' dedi. Ben de gidip yıkandım
ve gözlerim açıldı.»
12Ona, «Nerede O?» diye sordular.
«Bilmiyorum» dedi.
Ferisilerin soruşturması
13Eskiden kör olan adamı Ferisilerin yanına götürdüler.
14İsa'nın çamur yapıp adamın gözlerini açtığı gün
Sept günüydü. 15Bu nedenle Ferisiler de adama gözlerinin
nasıl açıldığını sordular. O da, «İsa gözlerime çamur sürdü, yıkandım ve şimdi
görüyorum» dedi.
16Bunun üzerine Ferisilerin bazıları, «Bu adam Tanrı'dan
değildir» dediler. «Çünkü Sept günüyle ilgili buyruğa uymuyor.»
Ama başkaları, «Günahkâr bir adam nasıl böyle mucizeler yapabilir?» dediler.
Böylece aralarında ayrılık doğdu. 17Eskiden kör olan
adama yine sordular: «Senin gözlerini açtığına göre, O'nun hakkında sen ne diyorsun?»
Adam, «O bir peygamberdir» dedi.
18Yahudiler, gözleri açılmış olan adamın annesiyle
babasını çağırmadan onun daha önce kör olduğuna ve gözlerinin açıldığına inanmadılar.
19Onlara, «Kör doğdu dediğiniz oğlunuz bu mu? Peki,
şimdi nasıl görüyor?» diye sordular.
20Adamın annesiyle babası şu karşılığı verdiler: «Bunun
bizim oğlumuz olduğunu ve kör doğduğunu biliyoruz. 21Ama
şimdi nasıl gördüğünü, gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz, ona sorun. Ergin yaştadır,
kendisi için kendisi konuşsun.»
22Yahudilerden korktukları için böyle konuştular.
Çünkü Yahudiler, İsa'nın Mesih olduğunu açıkça söyleyeni havra dışı etmek için
aralarında sözbirliği etmişlerdi. 23Bundan dolayı
adamın annesiyle babası, «Ergin yaştadır, ona sorun» dediler.
24Eskiden kör olan adamı ikinci kez çağırıp, «Tanrı
hakkı içindoğruyu söyle» dediler,
«biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz.»
25O da şöyle cevap verdi: «O'nun günahkâr olup olmadığını
bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.»
26O zaman ona, «Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?»
dediler.
27Onlara, «Size demin söyledim, ama dinlemediniz»
dedi. «Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi O'nun öğrencileri olmak
niyetindesiniz?»
28Adama söverek, «O'nun öğrencisi sensin!» dediler.
«Biz Musa'nın öğrencileriyiz. 29Tanrı'nın Musa'yla
konuştuğunu biliriz. Ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.»
30Adam onlara şu karşılığı verdi: «Şaşılacak şey!
O'nun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi O açtı. 31Tanrı'nın,
günahkârları dinlemediğini biliriz. Ama Tanrı, kendisine tapan ve isteğini yerine
getiren kişiyi dinler. 32Dünya var olalı, bir kimsenin
doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. 33Bu
adam Tanrı'dan olmasaydı, hiçbir şey yapamazdı.»
34Onlar buna karşılık, «Tamamen günah içinde doğdun,
sen mi bize ders vereceksin?» diyerek onu dışarı attılar.
Ruhsal körlük
35İsa adamı kovduklarını duydu. Onu bularak, «Sen
İnsanoğlu'na iman ediyor musun?» diye sordu.
36Adam şu cevabı verdi: «Efendim, O kimdir? Söyle
de kendisine iman edeyim.»
37İsa, «O'nu gördün. Şimdi seninle konuşan O'dur»
dedi.
38Adam, «Rab, iman ediyorum!» diyerek İsa'ya tapındı.
39İsa, «Görmeyenler görsün, görenler kör olsun diye
yargıçlık etmek üzere bu dünyaya geldim» dedi.
40O'nun yanında bulunan bazı Ferisiler bu sözleri
işitince, «Yoksa biz de mi körüz?» diye sordular.
41İsa, «Kör olsaydınız günahınız olmazdı» dedi, «ama
şimdi, `Görüyoruz' dediğiniz için günahınız duruyor.
10. Bölüm
İyi çoban
«Size doğrusunu söyleyeyim, koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yoldan giren
kişi hırsız ve hayduttur. 2Kapıdan giren ise koyunların
çobanıdır. 3Kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. Koyunlar
çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı
götürür. 4Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca
önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar. 5Bir
yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.»
6İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini
anlamadılar.
7Bunun için İsa yine, «Size doğrusunu söyleyeyim» dedi,
«ben koyunların kapısıyım. 8Benden önce gelenlerin
hepsi hırsız ve hayduttu, ama koyunlar onları dinlemedi. 9Kapı
ben'im. Bir kimsebenim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak
bulur. 10Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek
için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. 11Ben
iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir. 12Koyunların
çobanı ve sahibi olmayan ücretli adam, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp
kaçar. Kurt da onları kapar ve dağıtır. 13Adam kaçar.
Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz. 14-15Ben
iyi çobanım. Benimkileri tanırım. Baba beni tanıdığı, ben de Baba'yı tanıdığım
gibi, benimkiler de beni tanır. Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm. 16Bu
ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler
ve tek sürü, tek çoban olacak. 17Canımı, tekrar geri
almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. 18Canımı
kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri
almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babamdan aldım.»
19Bu sözlerden dolayı Yahudiler arasında yine ayrılık
doğdu. 20Birçoğu, «O'nu cin çarpmış, delidir. Niçin
O'nu dinliyorsunuz?» diyordu.
21Başkaları ise, «Bunlar, cin çarpmış bir adamın sözleri
değildir» dediler. «Cin, körlerin gözlerini açabilir mi?»
İsa'ya karşı tepkiler büyüyor
22O sırada Kudüs'te tapınağın açılışını anma bayramı
kutlanıyordu. Mevsim kıştı. 23İsa tapınağın avlusunda,
Süleyman'ın Eyvanında yürüyordu. 24Yahudiler O'nun
çevresini sararak, «Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?» dediler. «Eğer
Mesih isen, bize açıkça söyle.»
25İsa onlara şu karşılığı verdi: «Size söyledim, ama
iman etmiyorsunuz. Babamın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. 26Ama
siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. 27Koyunlarım
sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. 28Onlara
sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz.
29Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları
Baba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. 30Ben
ve Baba biriz.»
31Yahudiler O'nu taşlamak için yerden yine taş aldılar.
32İsa onlara, «Size Baba'dan kaynaklanan birçok iyi
işler gösterdim» dedi. «Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?»
33Yahudiler şöyle
cevap verdiler: «Seni iyi işlerden ötürü değil, küfür ettiğin için taşlıyoruz.
İnsan olduğun halde Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun.»
34İsa şu karşılığı
verdi: «Yasanızda, `Siz ilahlarsınız, dedim' diye yazılı değil mi? 35Tanrı,
kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar diye adlandırır. Kutsal Yazı da
geçerliliğini yitirmez. 36Baba beni kendine ayırıp
dünyaya gönderdi. Öyleyse `Tanrı'nın Oğluyum' dediğim için bana nasıl `Küfür ediyorsun'
dersiniz? 37Eğer Babamın işlerini yapmıyorsam, bana
iman etmeyin. 38Ama yapıyorsam, bana iman etmeseniz
bile, yaptığım işlere iman edin. Öyle ki, Baba'nın bende, benim de Baba'da olduğumu
bilesiniz ve anlayasınız.»
39O'nu yine yakalamaya çalıştılarsa da, ellerinden
sıyrılıp kurtuldu.
40Tekrar Şeria nehrinin
ötesine, Yahya'nın başlangıçta vaftiz ettiği yere gitti ve orada kaldı. 41Birçokları,
«Yahya hiç mucize yapmadı, ama bu adam için söylediklerinin hepsi doğru çıktı»
diyerek İsa'ya geldiler. 42Ve orada birçokları O'na
iman etti.
11. Bölüm
Lazar'ın ölümü
1Meryem ile kızkardeşi
Marta'nın köyü olan Beytanya'dan Lazar adında bir adam hastalanmıştı. 2Meryem,
Rab'be hoş kokulu yağ sürüp saçlarıyla O'nun ayaklarını silen kadındı. Hasta Lazar
ise Meryem'in kardeşiydi. 3İki kızkardeş İsa'ya, «Rab,
sevdiğin kişi hasta» diye haber gönderdiler.
4İsa bunu işitince, «Bu hastalık ölümle sonuçlanmayacak;
Tanrı'nın yüceliğine, Tanrı Oğlunun yüceltilmesine hizmet edecek» dedi.
5İsa Marta'yı, kızkardeşini ve Lazar'ı severdi. 6-7Bu
nedenle, Lazar'ın hasta olduğunu duyunca bulunduğu yerde iki gün daha kaldıktan
sonra öğrencilere, «Yahudiye'ye dönelim» dedi.
8Öğrenciler O'na, «Rabbî» dediler, «Yahudiler demin
seni taşlamaya kalkıştılar. Yine oraya mı gidiyorsun?»
9İsa şu karşılığı verdi: «Günün on iki saati yok mu?
Gündüz yürüyen sendelemez. Çünkü bu dünyanın ışığını görür. 10Oysa
gece yürüyen sendeler. Çünkü kendisinde ışık yoktur.» 11Bu
sözleri söyledikten sonra, «Dostumuz Lazar uyumuştur» diye ekledi, «ama onu uyandırmaya
gidiyorum.»
12Öğrenciler, «Rab» dediler, «uyumuşsa iyileşecektir.»
13İsa Lazar'ın ölümünden söz ediyordu, ama onlar olağan
uykudan söz ettiğini sanmışlardı. 14Bunun üzerine
İsa açıkça, «Lazar öldü» dedi. 15«İman etmeniz için,
orada bulunmadığıma sizin yararınıza seviniyorum. Şimdi onun yanına gidelim.»
16`İkiz'
diye anılan Tomas diğer öğrencilere, «Biz de gidelim, O'nunla birlikte ölelim!»
dedi.
Marta ile Meryem'in yası
17İsa Beytanya'ya yaklaşınca Lazar'ın dört gündür
mezarda olduğunu öğrendi. 18Beytanya, Kudüs'e on beş
ok atımı kadar uzaklıktaydı. 19Yahudilerin birçoğu
Marta ile Meryem'i kardeşlerinin ölümünden dolayı teselli etmek için yanlarına
gelmişlerdi. 20Marta İsa'nın geldiğini duyunca O'nu
karşılamaya çıktı, Meryem ise evde kaldı.
21Marta İsa'ya, «Rab» dedi, «burada olsaydın, kardeşim
ölmezdi. 22Şimdi bile, Tanrı'dan ne dilersen Tanrı'nın
onu sana vereceğini biliyorum.»
23İsa, «Kardeşin dirilecektir» dedi.
24Marta, «Son gün, diriliş günü onun dirileceğini
biliyorum» dedi.
25İsa ona, «Diriliş ve yaşam ben'im» dedi. «Bana iman
eden kişi ölse de yaşayacaktır. 26Yaşayan ve bana
iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?»
27Marta, «Evet, Rab» dedi. «Senin, dünyaya gelecek
olanTanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman ettim.» 28Bunu
söyledikten sonra gidip kızkardeşi Meryem'i gizlice çağırdı. «Öğretmen burada,
seni çağırıyor» dedi.
29Meryem bunu işitince hemen kalkıp İsa'nın yanına
gitti. 30İsa henüz köye varmamıştı, hâlâ Marta'nın
kendisini karşıladığı yerdeydi. 31Meryem'le birlikte
evde bulunan ve kendisini teselli eden Yahudiler, onun hızla kalkıp dışarı çıktığını
gördüler. Ağlamak için mezara gittiğini sanarak onu izlediler.
32Meryem İsa'nın bulunduğu yere vardı. O'nu görünce
ayaklarına kapanarak, «Rab» dedi, «burada olsaydın, kardeşim ölmezdi.»
33Meryem'in ve onunla gelen Yahudilerin ağladığını
gören İsa'nın ruhunu hüzün kapladı, yüreği sızladı. 34«Onu
nereye koydunuz?» diye sordu.
O'na, «Rab, gel gör» dediler.
35İsa ağladı. 36Yahudiler,
«Bakın, onu ne kadar seviyormuş!» dediler.
37Ama içlerinden bazıları, «Körün gözlerini açan bu
kişi, Lazar'ın ölümünü de önleyemez miydi?» dediler.
İsa, Lazar'ı diriltiyor
38İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı. Mezar
bir mağaraydı, girişinde de bir taş duruyordu. 39İsa,
«Taşı kaldırın!» dedi.
Ölenin kızkardeşi Marta, «Rab, o artık kokmuştur, öleli dört gün oldu» dedi.
40İsa ona, «Ben sana, `iman edersen Tanrı'nın yüceliğini
göreceksin' demedim mi?» dedi.
41Bunun üzerine taşı kaldırdılar. İsa gözlerini gökyüzüne
dikerek şöyle dedi: «Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum. 42Beni
her zaman işittiğini biliyordum. Ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin
gönderdiğine iman etsinler diye söyledim.» 43Bunları
söyledikten sonra yüksek sesle, «Lazar, dışarı çık!» diye bağırdı.
44Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü bezle
sarılmış olarak dışarı çıktı. İsa oradakilere, «Onu çözün ve bırakın gitsin» dedi.
45O zaman, Meryem'e gelen ve İsa'nın yaptıklarını
gören Yahudilerin birçoğu İsa'ya iman etti. 46Ama
içlerinden bazıları Ferisilere giderek İsa'nın yaptıklarını onlara bildirdiler.
İsa'yı öldürme tasarısı
47Bunun üzerine başkâhinler ve Ferisiler, Yüksek Kurul'u
toplayıp dediler ki, «Ne yapacağız? Bu adam birçok mucize yapıyor. 48Böyle
devam etmesine izin verirsek, herkes O'na iman edecek. Romalılar da gelip kutsal
yerimizi ve ulusumuzu ortadan kaldıracaklar.»
49İçlerinden biri, o yıl başkâhin olan Kayafa, «Hiçbir
şey bilmiyorsunuz» dedi. 50«Bütün ulus yok olacağına,
halk uğruna bir tek adamın ölmesi sizin için daha uygun. Bunu anlamıyor musunuz?»
51-52Bunu kendiliğinden söylemiyordu.
O yılın başkâhini olarak İsa'nın, ulusun uğruna, ve yalnız ulusun uğruna değil,
Tanrı'nındağılmış çocuklarını toplayıp birleştirmek için de öleceğine ilişkin
peygamberlikte bulunuyordu. 53Böylece o günden itibaren
İsa'yı öldürmek için düzen kurmaya başladılar.
54Bu yüzden İsa artık Yahudiler arasında açıkça dolaşmaz
oldu. Oradan ayrılarak çöle yakın bir yere, Efraim denilen kente gitti. Öğrencileriyle
birlikte orada kaldı. 55Yahudilerin Fısıh bayramı
yakındı. Taşradakilerin birçoğu bayramdan önce arınmak için Kudüs'e gitti. 56Orada
İsa'yı arayıp durdular. Tapınaktayken birbirlerine, «Ne dersiniz, bayrama hiç
gelmeyecek mi?» diye soruyorlardı.
57Başkâhinlerle Ferisiler O'nu yakalayabilmek için,
yerini bilenlerin haber vermesini buyurmuşlardı.
12. Bölüm
İsa Beytanya'da
İsa, Fısıh bayramından altı gün önce, ölümden dirilttiği Lazar'ın bulunduğu
Beytanya'ya geldi. 2Orada kendisi için bir ziyafet
düzenlediler. Marta hizmet ediyordu. İsa'yla birlikte sofrada oturanlardan biri
de Lazar'dı. 3Meryem,
çok değerli saf hintsümbülü yağından yarım litre kadar
getirerek İsa'nın ayaklarına sürdü ve saçlarıyla ayaklarını sildi. Ev yağın güzel
kokusuyla doldu.
4-5Ama öğrencilerinden biri, İsa'yı
sonradan ele verecek olan Yahuda İskariyot, «Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp
parası yoksullara verilmedi?» dedi. 6Bunu, yoksullarla
ilgilendiği için değil, hırsız olduğu için söylüyordu. Ortak para kutusu ondaydı
ve kutuya konulandan aşırıyordu.
7İsa, «Kadını rahat bırak» dedi. «Bunu benim gömüleceğim
gün için saklasın. 8Yoksullar
her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım.»
9Yahudilerden büyük bir kalabalık İsa'nın Beytanya'da
bulunduğunu öğrendi ve yalnız İsa için değil, O'nun ölümden dirilttiği Lazar'ı
da görmek için oraya geldi. 10Başkâhinler ise Lazar'ı
da öldürmeyi tasarladılar. 11Çünkü onun yüzünden birçok
Yahudi gidip İsa'ya iman ediyordu.
İsa'nın Kudüs'e girişi
12Ertesi gün, bayramı kutlamaya gelen büyük kalabalık
İsa'nın Kudüs'e gelmekte olduğunu duydu. 13Hurma
dalları alarak O'nu karşılamaya çıktılar. «Hozana! Rab'bin adıyla gelene, İsrail'in
Kralına övgüler olsun!» diye bağırıyorlardı.
14-15İsa
bir sıpa bulup üzerine bindi. Yazılmış olduğu gibi,
«Korkma, ey Siyon kızı!
Bak, Kralın bir sıpaya binmiş geliyor.»
16Öğrencileri ilkin bunları anlamadılar. Ama İsa
yüceltildikten sonra bu sözlerin O'nun hakkında yazıldığını, halkın bunlarıO'nun
için yapmış olduğunu hatırladılar. 17Lazar'ı mezardan
çağırıp ölümden dirilttiği sırada İsa'yla birlikte bulunan kalabalık buna tanıklık
etti. 18İsa'nın bu mucizeyi yaptığını duyan halk O'nu
karşılamaya çıktı. 19Ferisiler ise birbirlerine, «Görüyorsunuz,
elinizden hiçbir şey gelmiyor. Tüm dünya O'nun peşine takıldı» dediler.
İsa öleceğini önceden bildiriyor
20Bayramda tapınmak üzere Kudüs'e gidenler arasında
bazı Grekler vardı. 21Bunlar, Celile'nin Beytsayda
kentinden olan Filipus'a gelerek, «Efendimiz, İsa'yı görmek istiyoruz» diye rica
ettiler.
22Filipus gitti, bunu Andreya'ya bildirdi. Andreya
ve Filipus da gidip İsa'ya haber verdiler.
23İsa, «İnsanoğlu'nun yüceltileceği saat geldi» diye
karşılık verdi. 24«Size doğrusunu söyleyeyim, buğday
tanesi toprağa düşüp ölmedikçe yalnız kalır. Ama ölürse çok ürün verir. 25Canını
seven, onu yitirir. Ama bu dünyada canını gözden çıkaran,
onu sonsuz yaşam için koruyacaktır. 26Bana hizmet
etmek isteyen, ardımdan gelsin. Ben neredeysem bana hizmet eden de orada olacak.
Baba, bana hizmet edeni onurlandıracaktır. 27Şimdi
yüreğim sıkılıyor, ne diyeyim? `Baba, beni bu saatten kurtar' mı diyeyim? Ama
ben bu amaç için bu saate geldim. 28Baba, adını yücelt!»
Bunun üzerine gökten bir ses geldi: «Adımı yücelttim ve yine yücelteceğim.»
29Orada duran ve bunu işiten kalabalık, «Gök gürledi»
dedi.
Başkaları, «Bir melek O'nunla konuştu» dedi.
30İsa, «Bu ses benim için değil, sizin içindi» dedi.
31«Bu dünya şimdi yargılanıyor. Bu dünyanın egemeni
şimdi dışarı atılacak. 32Ben yerden yukarı kaldırıldığım
zaman bütün insanları kendime çekeceğim.» 33İsa bunu,
nasıl öleceğini belirtmek için söylüyordu.
34Kalabalık O'na şöyle
karşılık verdi: «Kutsal Yasa'dan öğrendiğimize göre Mesih sonsuza dek kalacaktır.
Nasıl oluyor da sen, `İnsanoğlu yukarı kaldırılmalıdır' diyorsun? Kimdir bu İnsanoğlu?»
35İsa, «Işık, kısa bir süre daha aranızdadır» dedi.
«Karanlıkta kalmamak için ışığınız varken yürüyün. Karanlıkta yürüyen nereye gittiğini
bilmez. 36Sizde ışık varken ışığa iman edin ki, ışığın
oğulları olasınız.»
İsa bu sözleri söyledikten sonra uzaklaşıp onlardan gizlendi.
Halkın inadı
37Gözleri önünde bunca mucize yaptığı halde O'na iman
etmediler. 38Bütün
bunlar Yeşaya peygamberin söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu:
«Rab, verdiğimiz habere kim inandı?
Rab'bin gücü kime gösterildi?»
39-40İşte
bu yüzden iman edemiyorlardı. Nitekim Yeşaya başka bir yerde de şöyle demişti:
«Tanrı onların gözlerini kör etti
ve yüreklerini nasırlaştırdı.
Öyle ki, gözleri görmesin,
yürekleri anlamasın
ve bana dönmesinler.
Dönselerdi, onları iyileştirirdim.»
41Bunları söyleyen Yeşaya, İsa'nın yüceliğini
görmüş ve O'nun hakkında konuşmuştu. 42Bununla beraber,
önderlerin bile birçoğu İsa'ya iman etti. Ama Ferisiler yüzünden, havra dışı edilmemek
için iman ettiklerini açıkça söylemediler. 43Çünkü
insandan gelen övgüyü, Tanrı'dan gelen övgüden daha çok seviyorlardı.
44İsa yüksek sesle, «Bana iman eden bana değil, beni
gönderene iman etmiş olur» dedi. 45«Beni gören, beni
göndereni de görür. 46Bana iman eden hiç kimse karanlıkta
kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim. 47Sözlerimi
işitip de onlara uymayanı ben yargılamam. Çünkü ben dünyayı yargılamaya değil,
dünyayı kurtarmaya geldim. 48Beni reddeden ve sözlerimi
kabul etmeyen kişiyi yargılayacak biri var. O kişiyi son günde yargılayacak olan,
söylediğim sözdür. 49Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım.
Beni gönderen Baba'nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu.
50O'nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum.
Bunun için ne söylüyorsam, Baba'nın bana söylediği gibi söylüyorum.»
13. Bölüm
Alçakgönüllülük örneği
Fısıh bayramından önceydi. İsa, bu dünyadan ayrılıp Baba'ya gideceği saatin geldiğini
biliyordu. Dünyada kendisine ait olanları sevmiş olarak sonuna kadar sevdi. 2Akşam
yemeği sırasında İblis, Simun oğlu Yahuda İskariyot'un yüreğine İsa'yı ele verme
isteğini koymuştu bile. 3İsa, Baba'nın her şeyi kendisine
emanet ettiğini, kendisinin Tanrı'dan çıkıp geldiğini ve Tanrı'ya döneceğini biliyordu.
4Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu
alıp beline doladı. 5Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerin
ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı.
6İsa, Simun Petrus'a geldi. Simun, «Rab, ayaklarımı
sen mi yıkayacaksın?» dedi.
7İsa ona şu cevabı verdi: «Ne yaptığımı şimdi anlayamazsın,
ama sonra anlayacaksın.»
8Petrus, «Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!» dedi.
İsa, «Seni yıkamazsam yanımda yerin olmaz» cevabını verdi.
9Simun Petrus, «Rab, o halde yalnız ayaklarımı değil,
ellerimi ve başımı da yıka!» dedi.
10İsa ona dedi ki, «Yıkanmış olan tamamen temizdir;
ayaklarının yıkanmasından başka şeye ihtiyacı yoktur. Sizler temizsiniz, ama hepiniz
değil.» 11İsa, kendisini kimin ele vereceğini biliyordu.
Bu nedenle, «Hepiniz temiz değilsiniz» demişti.
12Onların ayaklarını
yıkadıktan sonra giyinip yine sofraya oturdu. Onlara, «Size ne yaptığımı anlıyor
musunuz?» dedi. 13«Sizbeni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz.
Doğru söylüyorsunuz, öyleyim. 14Ben Rab ve Öğretmen
olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını
yıkamalısınız. 15Size yaptığımın aynısını yapmanız
için bir örnek verdim. 16Size
doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden üstün değildir. Elçi de kendisini gönderenden
üstün değildir. 17Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız,
size ne mutlu!
İsa'ya ihanet
18«Hepiniz için
söylemiyorum, ben seçtiklerimi bilirim. Ama, `Ekmeğimi yiyen bana el kaldırdı'
diyen Kutsal Yazı'nın yerine gelmesi için böyle olacak. 19Size
şimdiden, bunlar olmadan önce söylüyorum ki, bunlar olunca, benim O olduğuma
inanasınız. 20Size
doğrusunu söyleyeyim, benim gönderdiğim herhangi bir kimseyi kabul eden beni kabul
etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur.»
21İsa bunları söyledikten sonra ruhunda derin bir
sıkıntı duydu. Açıkça konuşarak, «Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri beni
ele verecek» dedi.
22Öğrenciler, kimden söz ettiğini merak ederek birbirlerine
baktılar. 23Öğrencilerinden biri İsa'nın göğsüne yaslanmıştı.
İsa onu severdi. 24Simun Petrus bu öğrenciye, kimden
söz ettiğini İsa'ya sorması için işaret etti. 25O
da İsa'nın göğsüne yaslanmış durumda, «Rab, o kimdir?» diye sordu.
26İsa, «Lokmayı sahana batırıp kime verirsem odur»
diye cevap verdi. Sonra lokmayı batırıp Simun İskariyot'un oğlu Yahuda'ya verdi.
27Yahuda lokmayı alır almaz Şeytan onun içine girdi.
İsa da ona, «Yapacağını tez yap!» dedi.
28Sofrada oturanların hiçbiri, İsa'nın ona bu sözleri
neden söylediğini anlamadı. 29Para kutusu Yahuda'da
olduğundan, bazıları İsa'nın ona, «Bayram için bize gerekli şeyleri al» ya da,
«Yoksullara bir şey ver» demek istediğini sandılar. 30Yahuda
lokmayı aldıktan hemen sonra dışarı çıktı. Gece olmuştu.
Birbirinizi sevin
31Yahuda dışarı çıkınca İsa, «İnsanoğlu şimdi yüceltilmiştir»
dedi. «Tanrı da O'nda yüceltilmiş bulunuyor. 32Tanrı
O'nda yüceltildiğine göre, Tanrı da O'nu kendinde yüceltecek, ve hemen yüceltecektir.
33Çocuklar! Kısa bir
süre daha sizinleyim. Beni arayacaksınız, ama Yahudilere söylediğim gibi, şimdi
size de söylüyorum, benim gideceğim yere siz gelemezsiniz. 34Size
yeni bir buyruk veriyorum: birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi
sevin. 35Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla
benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır.»
Petrus, İsa'yı inkâr edecek
36Simun Petrus O'na, «Rab, nereye gidiyorsun?»
diye sordu.
İsa, «Gideceğim yere şimdi ardımdan gelemezsin, ama sonra geleceksin» diye cevap
verdi.
37Petrus O'na, «Rab, neden şimdi senin ardından gelemeyeyim?
Senin için canımı veririm!» dedi.
38İsa şöyle cevap verdi: «Benim için canını mı vereceksin?
Sana doğrusunu söyleyeyim, horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.»
14. Bölüm
İsa - Tanrı'ya giden yol
«Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı'ya iman edin, bana da iman edin. 2Babamın
evinde yaşanacak çok yerler vardır. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer
hazırlamaya gidiyorum. 3Gider ve size yer hazırlarsam,
siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım. 4Benim
gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz.»
5Tomas, «Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu
nasıl bilebiliriz?» dedi.
6İsa ona, «Yol, gerçek ve yaşam ben'im» dedi. «Benim
aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez. 7Beni tanısaydınız,
Babamı da tanırdınız. Artık O'nu tanıyorsunuz, O'nu gördünüz.»
8Filipus, «Rab, bize Baba'yı göster, bu bize yeter»
dedi.
9İsa, «Filipus» dedi, «bunca zamandır sizinle birlikteyim.
Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, `Bize
Baba'yı göster' diyorsun? 10Benim Baba'da, Baba'nın
da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum,
ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11Bana
iman edin; ben Baba'dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman
edin. 12Size doğrusunu söyleyeyim, benim yaptığım
işleri, bana iman eden de yapacak; hatta daha büyüklerini yapacaktır. Çünkü ben
Baba'ya gidiyorum. 13Baba Oğul'da yüceltilsin diye,
benim adımla dilediğiniz her şeyi yapacağım. 14Benim
adımla benden ne dilerseniz yapacağım.
Kutsal Ruh vaadi
15«Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz.
16-17Ben de Baba'dan dileyeceğim
ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin
Ruhunu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz
O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 18Sizi
öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim. 19Az sonra
dünya artık beni görmeyecek, ama siz beni göreceksiniz. Ben yaşadığım için siz
de yaşayacaksınız. 20O gün anlayacaksınız ki, ben
Babamdayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim. 21Kim
buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam
da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim.»
22Yahuda - İskariyot değil - O'na, «Rab, nasıl olur
da kendini dünyaya göstermeyip bize göstereceksin?» diye sordu.
23İsa ona şu karşılığı verdi: «Beni seven sözüme uyar,
Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. 24Beni
sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, benigönderen Baba'nındır.
25«Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. 26Ama
Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek,
bütün söylediklerimi size hatırlatacak. 27Size esenlik
bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum.
Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. 28Size, `Gidiyorum,
ama yanınıza döneceğim' dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba'ya gideceğim
için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. 29Bunları
size şimdiden, her şey olup bitmeden önce söyledim. Öyle ki, bunlar olunca inanasınız.
30Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu
dünyanın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur. 31Ama
dünyanın, Baba'yı sevdiğimi ve Baba'nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi
anlamasını istiyorum. Haydi kalkın, buradan gidelim.
15. Bölüm
Asma ile çubuklar
«Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. 2Bende olup
meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, her meyve vereni de daha çok versin diye
budayıp temizler. 3Size söylediğim sözle siz şimdiden
temizsiniz. 4Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk
asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız
meyve veremezsiniz. 5Ben asmayım, siz çubuklarsınız.
Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey
yapamazsınız. 6Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi
dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. 7Siz
bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir.
8Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle
öğrencilerim olursunuz.
9«Baba'nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim
sevgimde kalın. 10Eğer buyruklarımı yerine getirirseniz
sevgimde kalırsınız, tıpkı benim de Babamın buyruklarını yerine getirdiğim ve
sevgisinde kaldığım gibi... 11Bunları size, sevincim
sizde olsun ve sevinciniz tamamlansın diye söyledim. 12Benim
buyruğum şudur: sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. 13Hiç
kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur.
14Size buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım
olursunuz. 15Artık size kul demem. Çünkü kul efendisinin
ne yaptığını bilmez. Size dost dedim. Çünkü Babamdan bütün işittiklerimi size
bildirdim. 16Siz beni seçmediniz, ben sizi seçtim.
Gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi ben atadım. Öyle ki,
benim adımla Baba'dan ne dilerseniz size versin. 17Size
şu buyruğu veriyorum: birbirinizi sevin!
Dünyanın nefreti
18«Dünya sizden nefret ederse, sizden önce benden
nefret etmiş olduğunu bilin. 19Dünyadan olsaydınız,
dünya kendisine ait olanı severdi. Ne var ki, dünyanın değilsiniz; ben sizi dünyadan
seçtim. Bunun için dünya sizden nefret ediyor. 20Size
söylediğim sözü hatırlayın: `Köle, efendisinden üstün değildir.' Banazulmettilerse,
size de zulmedecekler. Benim sözüme uydularsa, sizinkine de uyacaklar. 21Bütün
bunları size benim adımdan ötürü yapacaklar. Çünkü beni göndereni tanımıyorlar.
22Eğer gelmemiş ve onlara söylememiş olsaydım, günahları
olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur. 23Benden
nefret eden, Babamdan da nefret eder. 24Başka hiç
kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı.
Şimdiyse yaptıklarımı gördükleri halde hem benden hem de Babamdan nefret ettiler.
25Bu, yasalarında
yazılı, `Hiçbir neden yokken benden nefret ettiler' sözü yerine gelsin diye oldu.
26«Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan
çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, O bana tanıklık edecek. 27Siz
de tanıklık edeceksiniz. Çünkü başlangıçtan beri benimle birliktesiniz.
16. Bölüm
«Bunları size, sendeleyip düşmeyesiniz diye söyledim. 2Sizi
havra dışı edecekler. Evet, öyle bir saat geliyor ki, sizi öldüren herkes Tanrı'ya
hizmet ettiğini sanacak. 3Bunları, ne Baba'yı ne de
beni tanımadıkları için yapacaklar. 4Bunları size şimdiden
bildiriyorum. Öyle ki, saati gelince bunları size söylediğimi hatırlayasınız.
Başlangıçta bunları size söylemedim. Çünkü sizinle birlikteydim.
Kutsal Ruh'un işleyişi
5«Şimdiyse beni gönderenin yanına gidiyorum. Ne var
ki, içinizden hiçbiri bana, `Nereye gidiyorsun?' diye sormuyor. 6Ama
size bunları söylediğim için yüreğiniz kederle doldu. 7Size
gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size
gelmez. Ama gidersem, O'nu size gönderirim. 8O gelince
dünyanın günah, doğruluk ve gelecek yargı konusundaki suçluluğunu dünyaya gösterecektir.
9Günah konusunda - çünkü bana iman etmezler. 10Doğruluk
konusunda - çünkü Baba'ya gidiyorum, artık beni görmeyeceksiniz. 11Yargı
konusunda - çünkü bu dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor.
12«Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara
dayanamazsınız. 13Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu
gelince, sizi her gerçeğe yöneltecek. O kendiliğinden konuşmayacak, yalnız işittiklerini
söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. 14O
beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alacak ve size bildirecek. 15Baba'nın
her nesi varsa benimdir. `Benim olandan alacak ve size bildirecek' dememin nedeni
budur.
16«Kısa süre sonra beni artık görmeyeceksiniz; yine
kısa süre sonra beni göreceksiniz.»
Kederiniz sevince dönüşecek
17Öğrencilerinden bazıları birbirlerine şöyle dediler:
«`Kısa süre sonra beni görmeyeceksiniz; yine kısa süre sonra beni göreceksiniz'
ve `Çünkü Baba'ya gidiyorum' diyor. Bize ne söylemek istiyor?» 18Bu
yüzden, «`Kısa süre' dediği nedir?Söylediklerini anlamıyoruz» deyip durdular.
19İsa kendisine soru sormak istediklerini anladı.
Onlara dedi ki, «`Kısa süre sonra beni görmeyeceksiniz; yine kısa süre sonra beni
göreceksiniz' dedim. Birbirinizle bu sözü mü tartışıyorsunuz? 20Size
doğrusunu söyleyeyim, siz ağlayıp yas tutacaksınız, dünya ise sevinecektir. Kederleneceksiniz,
ama kederiniz sevince dönüşecek. 21Kadın doğum yapacağı
zaman ağrı çeker. Çünkü saati gelmiştir. Ama doğurunca, dünyaya bir çocuk getirmenin
sevinciyle çektiği acıyı unutur. 22Bunun gibi, siz
de şimdi kederleniyorsunuz, ama sizi yine göreceğim ve yüreğiniz sevinecek. Sevincinizi
kimse sizden alamaz. 23O gün bana hiçbir şey sormayacaksınız.
Size doğrusunu söyleyeyim, benim adımla Baba'dan ne dilerseniz, onu size verecektir.
24Şimdiye dek benim adımla bir şey dilemediniz. Dileyin,
alacaksınız. Öyle ki, sevinciniz tam olsun.
25«Size bunları örneklerle anlattım. Öyle bir saat
geliyor ki, artık örneklerle konuşmayacağım; Baba'yı size açıkça tanıtacağım.
26O gün dileyeceğinizi benim adımla dileyeceksiniz.
Sizin için Baba'dan istekte bulunacağımı söylemiyorum. 27Çünkü
beni sevdiğiniz ve Baba'dan çıkıp geldiğime iman ettiğiniz için Baba'nın kendisi
sizi seviyor. 28Ben Baba'dan çıkıp dünyaya geldim.
Şimdi dünyayı bırakıp Baba'ya dönüyorum.»
29Öğrencileri, «İşte, şimdi açıkça konuşuyorsun, hiç
örnek kullanmıyorsun» dediler. 30«Şimdi senin her
şeyi bildiğini anlıyoruz. Kimsenin sana soru sormasına gerek yok. Tanrı'dan geldiğine
bunun için iman ediyoruz.»
31İsa onlara, «Şimdi iman ediyor musunuz?» diye karşılık
verdi. 32«İşte, hepinizin evlerinize gitmek üzere
dağılacağınız ve beni yalnız bırakacağınız saat geliyor, geldi bile. Ama ben yalnız
değilim, Baba benimle birliktedir. 33Bunları size,
bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun,
ben dünyayı yendim!»
17. Bölüm
İsa dua ediyor
İsa bunları söyledikten sonra, gözlerini gökyüzüne dikip şöyle dedi: «Baba, saat
geldi. Oğlunu yücelt ki, Oğul da seni yüceltsin. 2Çünkü
sen O'na tüm insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O'na verdiklerinin hepsine
sonsuz yaşam versin. 3Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı
olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır. 4Yapmam
için bana verdiğin işi tamamlamakla seni yeryüzünde yücelttim. 5Baba,
dünya var olmadan önce ben senin yanındayken sahip olduğum yücelikle şimdi beni
yanında yücelt.
6«Dünyadan bana verdiğin insanlara senin adını açıkladım.
Onlar senindiler, bana verdin ve senin sözüne uydular. 7Bana
verdiğin her şeyin senden olduğunu şimdi biliyorlar. 8Çünkü
bana ilettiğin sözleri onlara ilettim, onlar da kabul ettiler. Senden çıkıp geldiğimi
gerçekten anladılar, beni senin gönderdiğine iman ettiler. 9Onlar
için istekte bulunuyorum. Dünya için değil, bana verdiğin kimseler için istekte
bulunuyorum. Çünkü onlar senindir. 10Benim olan her
şey senindir, seninkiler de benimdir. Benonlarda yüceltildim. 11Ben
artık dünyada değilim, ama onlar dünyadalar. Ben sana geliyorum. Kutsal Baba,
onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar. 12Kendileriyle
birlikte olduğum sürece, bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum.
Kutsal Yazı yerine gelsin diye, mahva giden adamdan
başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı.
13«İşte şimdi sana geliyorum. Sevincimin onlarda tamamlanması
için bunları ben dünyadayken söylüyorum. 14Ben onlara
senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. Çünkü ben dünyadan olmadığım
gibi, onlar da dünyadan değiller. 15Onları dünyadan
uzaklaştırmanı değil, kötü olandan korumanı istiyorum. 16Ben
dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. 17Onları
gerçekle kutsal kıl. Senin sözün gerçektir. 18Sen
beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim. 19Onlar
da gerçekle kutsal kılınsınlar diye kendimi onların uğruna adıyorum.
20-21«Yalnız onlar için değil, onların
sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba,
senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya
da beni senin gönderdiğine iman etsin. 22Bana verdiğin
yüceliği onlara verdim. Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar. 23Ben
onlarda, sen bende olmak üzere tam bir birlik içinde bulunsunlar ki, dünya beni
senin gönderdiğini, beni sevdiğin gibi onları da sevdiğini anlasın. 24Baba,
bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını ve benim yüceliğimi,
bana verdiğin yüceliği görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanın kuruluşundan önce
sen beni sevdin. 25Adil Baba, dünya seni tanımıyor,
ama ben seni tanıyorum. Bunlar da beni senin gönderdiğini biliyorlar. 26Bana
beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara
bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.»
18. Bölüm
İsa tutuklanıyor
İsa bu sözleri söyledikten sonra öğrencileriyle birlikte dışarı çıkıp Kidron
vadisinin ötesine geçti. Orada bir bahçe vardı. İsa'yla öğrencileri bu bahçeye
girdiler. 2O'nu ele veren Yahuda da burayı biliyordu.
Çünkü İsa, öğrencileriyle orada sık sık buluşurdu. 3Böylece
Yahuda yanına bir bölük askerle başkâhinlerin ve Ferisilerin gönderdiği görevlileri
alarak oraya geldi. Onların ellerinde fenerler, meşaleler ve silahlar vardı.
4İsa, başına geleceklerin hepsini biliyordu. Öne çıkıp
onlara, «Kimi arıyorsunuz?» diye sordu.
5«Nasıralı İsa'yı» diye karşılık verdiler.
İsa onlara, «Ben'im» dedi.
O'nu ele veren Yahuda da onlarla birlikte duruyordu. 6İsa,
«Ben'im» deyince gerileyip yere düştüler.
7Bunun üzerine İsa onlara yine, «Kimi arıyorsunuz?»
diye sordu.
«Nasıralı İsa'yı» dediler.
8İsa, «Size söyledim, ben'im» dedi. «Eğer beni arıyorsanız,bunları
bırakın gitsinler.» 9Kendisinin daha önce söylediği,
«Senin bana verdiklerinden hiçbirini yitirmedim» şeklindeki sözü yerine gelsin
diye böyle konuştu.
10Simun Petrus yanında taşıdığı kılıcı çekti, başkâhinin
Malkus adındaki kölesine vurup sağ kulağını kopardı.
11İsa Petrus'a, «Kılıcını
kınına koy! Baba'nın bana verdiği kâseden içmeyeyim mi?» dedi.
12Bunun üzerine komutanla buyruğundaki asker bölüğü
ve Yahudi görevliler İsa'yı tutup bağladılar. 13O'nu
önce, o yıl başkâhin olan Kayafa'nın kayınbabası Hanna'ya götürdüler. 14Halkın
uğruna bir tek adamın ölmesinin daha uygun olacağını Yahudilere telkin eden Kayafa
idi.
Petrus'un ilk inkârı
15Simun Petrus'la başka bir öğrenci İsa'nın ardından
gidiyorlardı. O öğrenci başkâhinin tanıdığı olduğu için İsa'yla birlikte başkâhinin
avlusuna girdi. 16Petrus ise dışarıda, kapının yanında
duruyordu. Başkâhinin tanıdığı öğrenci dışarı çıkıp kapıcı kızla konuştu ve Petrus'u
içeri getirdi. 17Kapıcı kız Petrus'a, «Sen de bu adamın
öğrencilerinden değil misin?» diye sordu.
Petrus, «Hayır, değilim» dedi.
18Hava soğuk olduğu için köleler ve nöbetçiler yaktıkları
kömür ateşinin çevresinde durmuş ısınıyorlardı. Petrus da onlarla birlikte durmuş
ısınıyordu.
Başkâhinin soruşturması
19Başkâhin İsa'ya, öğrencileri ve öğretisiyle
ilgili sorular sordu. 20İsa ona şöyle cevap verdi:
«Ben söylediklerimi dünyaya açıkça söyledim. Her zaman bütün Yahudilerin toplandıkları
havralarda ve tapınakta ders verdim. Gizli hiçbir şey söylemedim. 21Beni
neden sorguya çekiyorsun? Konuştuklarımı işitenlerden sor. Onlar ne söylediğimi
biliyorlar.»
22İsa bunları söyleyince, yanında duran görevlilerden
biri, «Başkâhine nasıl böyle karşılık verirsin?» diyerek O'na bir tokat attı.
23İsa ona, «Eğer yanlış bir şey söyledimse, yanlışımı
göster!» diye cevap verdi. «Ama söylediklerim doğruysa, niçin bana vuruyorsun?»
24Bunun üzerine Hanna O'nu bağlı olarak başkâhin Kayafa'ya
gönderdi.
Petrus'un ikinci ve üçüncü inkârı
25Simun Petrus hâlâ ateşin yanında durmuş ısınıyordu.
O'na, «Sen de O'nun öğrencilerinden değil misin?» dediler.
«Hayır, değilim» diyerek inkâr etti.
26Başkâhinin kölelerinden biri, Petrus'un, kulağını
kestiği adamın akrabasıydı. Bu köle Petrus'a, «Bahçede, seni O'nunlabirlikte görmedim
mi?» diye sordu.
27Petrus yine inkâr etti ve tam o anda horoz öttü.
İsa, vali Pilatus'un önünde
28Sabah erkenden Yahudiler İsa'yı Kayafa'nın yanından
alarak vali konağına götürdüler. Dinsel kuralları bozmamak
ve Fısıh yemeğini yiyebilmek için kendileri vali konağına girmediler. 29Bunun
üzerine Pilatus dışarı çıkıp yanlarına geldi. «Bu adamı neyle suçluyorsunuz?»
diye sordu.
30Ona şu karşılığı verdiler: «Bu adam kötülük eden
biri olmasaydı, O'nu sana getirmezdik.»
31Pilatus onlara, «O'nu siz alın, kendi yasanıza göre
yargılayın» dedi.
Yahudiler, «Bizim hiç kimseyi ölüm cezasına çarptırmaya yetkimiz yok» dediler.
32Bu, İsa'nın nasıl
öleceğini belirtmek için söylediği sözler yerine gelsin diye oldu.
33Pilatus yine vali konağına girdi. İsa'yı çağırıp
O'na, «Sen Yahudilerin Kralı mısın?» diye sordu.
34İsa şöyle karşılık verdi: «Bunu kendiliğinden mi
söylüyorsun, yoksa benim hakkımda başkaları mı sana söyledi?»
35Pilatus, «Ben Yahudi miyim?» dedi. «Seni bana kendi
ulusun ve başkâhinlerin teslim ettiler. Ne yaptın?»
36İsa, «Benim krallığım bu dünyadan değildir» diye
karşılık verdi. «Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim
edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir.»
37Pilatus, «Demek sen bir kralsın, öyle mi?» dedi.
İsa, «Söylediğin gibi, ben kralım» karşılığını verdi. «Ben gerçeğe tanıklık etmek
için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi
işitir.»
38Pilatus O'na, «Gerçek nedir?» diye sordu.
Bunu söyledikten sonra Pilatus yine dışarıya, Yahudilerin yanına çıktı. Onlara,
«Ben O'nda hiçbir suç görmüyorum» dedi. 39«Ama sizin
bir geleneğiniz var, her Fısıh bayramında sizin için birini salıveriyorum. Yahudilerin
Kralını sizin için salıvermemi ister misiniz?»
40Onlar yine, «Bu adamı değil, Barabas'ı isteriz!»
diye bağrıştılar.
Oysa Barabas bir hayduttu.
19. Bölüm
İsa ölüme mahkûm ediliyor
O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçılattı. 2Askerler
de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler. Sonra O'na mor bir kaftan
giydirdiler. 3Önüne geliyor, «Selam, ey Yahudilerin
Kralı!» diyor, yüzüne tokat atıyorlardı.
4Pilatus yine dışarı çıktı. Yahudilere, «İşte, O'nu
dışarıya, size getiriyorum. O'nda hiçbir suç bulmadığımı bilesiniz» dedi.
5Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor
kaftanla dışarı çıktı. Pilatus onlara, «İşte o adam!» dedi.
6Başkâhinler ve görevliler İsa'yı görünce, «Çarmıha
ger, çarmıha ger!» diye bağrıştılar.
Pilatus, «O'nu kendiniz alın, çarmıha gerin!» dedi. «Ben O'nda bir suç görmüyorum!»
7Yahudiler şu karşılığı verdiler: «Bizim bir yasamız
var, o yasaya göre O'nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu
ileri sürüyor.»
8Pilatus bu sözü işitince daha çok korktu. 9Yine
vali konağına girip İsa'ya, «Sen nereden geliyorsun?» diye sordu.
İsa ona cevap vermedi.
10Pilatus, «Benimle konuşmayacak mısın?» dedi. «Seni
salıvermeye yetkim olduğu gibi, çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?»
11İsa, «Sana gökten verilmemiş olsaydı, benim üzerimde
hiçbir yetkin olmazdı» diye karşılık verdi. «Bu nedenle beni sana teslim edenin
günahı daha büyüktür.»
12Bunun üzerine Pilatus İsa'yı salıvermek istedi.
Ama Yahudiler, «Bu adamı salıverirsen, Sezar'ın dostu değilsin!» diye bağrıştılar.
«Kral olduğunu ileri süren herkes Sezar'a karşı gelmiş olur.»
13Pilatus bu sözleri işitince İsa'yı dışarı çıkardı.
Taş Döşeme - İbranicede Gabata
- denilen yerde yargı kürsüsüne oturdu. 14O gün Fısıh
bayramına hazırlık günüydü. Saat on iki sularıydı.
Pilatus Yahudilere, «İşte, sizin Kralınız!» dedi.
15Onlar, «Yok et O'nu! Yok et, çarmıha ger!» diye
bağrıştılar.
Pilatus, «Kralınızı mı çarmıha gereyim?» diye sordu.
Başkâhinler, «Sezar'dan başka kralımız yok!» karşılığını verdiler. 16Bunun
üzerine Pilatus İsa'yı, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti.
İsa çarmıha geriliyor
17Askerler İsa'yı alıp götürdüler. İsa çarmıhını
kendisi taşıyıp Kafatası - İbranicede Golgota - denilen yere çıktı. 18O'nu
orada çarmıha gerdiler. O'nunla birlikte iki kişiyi daha, İsa ortada, onlar da
iki yanında olmak üzere çarmıha gerdiler. 19Pilatus
bir de yafta yazıp çarmıhın üzerine astırdı. Yaftada şöyle yazılıydı:
`NASIRALI İSA - YAHUDİLERİN KRALI.'
20İsa'nın çarmıha gerildiği yer kente yakındı. Böylece
İbranice, Latince ve Grekçe yazılmış olan bu yaftayı Yahudilerin birçoğu okudu.
21Bu yüzden Yahudi başkâhinler Pilatus'a, «`Yahudilerin
Kralı' diye yazma» dediler. «Kendisi, `Ben Yahudilerin Kralıyım dedi' diye yaz.»
22Pilatus, «Ne yazdımsa, yazdım» karşılığını verdi.
23Askerler İsa'yı çarmıha gerdikten sonra O'nun giysilerini
aldılar. Her birine birer pay düşecek biçimde dört parçaya böldüler. Mintanını
da aldılar. Mintan boydan boya dikişsiz bir dokumaydı. 24Birbirlerine,
«Bunu yırtmayalım» dediler, «kiminolacak diye kura çekelim.»
Bu olay, şu Kutsal Yazı yerine gelsin diye oldu:
«Giysilerimi aralarında paylaştılar,
elbisem üzerine kura çektiler.»
Bunları askerler yaptı. 25İsa'nın çarmıhının yanında
ise annesi, annesinin kızkardeşi, Klopa'nın karısı Meryem ve Mecdelli Meryem duruyordu.
26İsa, annesiyle sevdiği öğrencinin yakınında durduğunu
görünce annesine, «Anne, işte
oğlun!» dedi. 27Sonra öğrenciye, «İşte, annen!» dedi.
O andan itibaren bu öğrenci İsa'nın annesini kendi evine aldı.
İsa'nın ölümü
28Daha sonra İsa,
her şeyin artık tamamlandığını bilerek Kutsal Yazı'nın yerine gelmesi için, «Susadım!»
dedi. 29Orada ekşi şarapla dolu bir kap vardı. Şaraba
batırılmış bir süngeri zufa dalına takarak O'nun ağzına uzattılar. 30İsa
şarabı tadınca, «Tamamlandı!» dedi ve başını eğerek ruhunu teslim etti.
31Yahudiler Pilatus'tan çarmıha gerilmiş adamların
bacaklarının kırılmasını ve cesetlerin kaldırılmasını istediler. Hazırlık günü
olduğundan, cesetlerin Sept günü çarmıhta kalmasını istemiyorlardı. Çünkü o Sept
günü büyük bayramdı. 32Bunun üzerine askerler gidip
birinci adamın, sonra da İsa'yla birlikte çarmıha gerilmiş olan öteki adamın bacaklarını
kırdılar. 33İsa'ya gelince O'nun ölmüş olduğunu gördüler.
Onun için bacaklarını kırmadılar. 34Ama askerlerden
biri O'nun böğrünü mızrakla deldi. Böğründen hemen kan ve su aktı. 35Bunu
gören adam tanıklık etmiştir ve tanıklığı doğrudur. Doğruyu söylediğini bilir.
Siz de iman edesiniz diye tanıklık etmiştir. 36Bunlar,
«O'nun bir tek kemiği kırılmayacaktır» diyen Kutsal Yazı'nın yerine gelmesi için
olmuştur. 37Yine başka
bir Yazı'da, «Bedenini deştikleri adama bakacaklar» deniyor.
İsa'nın gömülmesi
38Bundan sonra Aramatyalı Yusuf, İsa'nın cesedini
kaldırmak için Pilatus'a başvurdu. Yusuf, İsa'nın öğrencisiydi, ama Yahudilerden
korktuğundan bunu gizli tutuyordu. Pilatus izin verince, Yusuf gelip İsa'nın cesedini
kaldırdı. 39Daha önce
geceleyin İsa'nın yanına gelmiş olan Nikodim de otuz litre
kadar karışık mür ve sarısabır özü alarak geldi. 40İkisi,
İsa'nın cesedini alıp Yahudilerin gömme geleneğine uygun olarak onu baharatla
keten bezlere sardılar. 41İsa'nın çarmıha gerildiği
yerde bir bahçe, bu bahçenin içinde de henüz hiç kimsenin konulmadığı yeni bir
mezar vardı. 42O gün Yahudilerin Hazırlık günüydü.
Mezar da yakın olduğundan İsa'yı oraya koydular.
20. Bölüm
İsa'nın dirilişi
Haftanın ilk günü erkenden, ortalık daha karanlıkken Mecdelli Meryem mezara
gitti. Taşın mezarın girişinden kaldırılmış olduğunu gördü. 2Koşarak
Simun Petrus'a ve İsa'nın sevdiği öbür öğrenciye geldi. Onlara, «Rab'bi mezardan
almışlar, nereye koyduklarını da bilmiyoruz» dedi.
3Bunun üzerine Petrus'la öteki öğrenci dışarı çıkıp
mezara yöneldiler. 4İkisi birlikte koşuyordu. Ama öteki
öğrenci Petrus'tan daha hızlı koşarak mezara önce vardı. 5Eğilip
içeri baktı, keten bezleri orada serili gördü, ama içeri girmedi. 6-7Ardından
Simun Petrus geldi ve mezara girdi. Orada serili duran bezleri ve İsa'nın başına
sarılmış olan mendili gördü. Mendil, keten bezlerle birlikte değildi, ayrı bir
yerde dürülmüş duruyordu. 8O zaman mezara ilk varan
öteki öğrenci de içeri girdi. Olanları gördü ve iman etti. 9İsa'nın
ölümden dirilmesi gerektiğini belirten Kutsal Yazı'yı henüz anlamamışlardı.
İsa, Mecdelli Meryem'e görünüyor
10Bundan sonra öğrenciler yine evlerine döndüler.
11Meryem ise mezarın dışında durmuş ağlıyordu. Ağlarken
eğilip mezarın içine baktı. 12Beyazlara bürünmüş iki
melek gördü; biri İsa'nın cesedinin yattığı yerin başucunda, öteki ayakucunda
oturuyordu. 13Meryem'e, «Kadın, niçin ağlıyorsun?»
diye sordular.
Meryem, «Rabbimi almışlar» dedi. «O'nu nereye koyduklarını bilmiyorum.»
14Bunları söyledikten sonra arkasına döndü, İsa'nın
orada, ayakta durduğunu gördü. Ama O'nun İsa olduğunu anlamadı. 15İsa,
«Kadın, niçin ağlıyorsun?» dedi. «Kimi arıyorsun?»
Meryem O'nu bahçıvan sanarak, «Efendim» dedi, «eğer O'nu sen götürdünse, nereye
koyduğunu söyle de gidip O'nu alayım.»
16İsa ona, «Meryem!» dedi.
O da döndü, İsa'ya İbranice, «Rabbuni!» dedi. Rabbuni, `Öğretmenim' demektir.
17İsa, «Bana dokunma!» dedi. «Çünkü daha Baba'nın
yanına çıkmadım. Kardeşlerime git ve onlara söyle, benim Babamın ve sizin Babanızın,
benim Tanrımın ve sizin Tanrınızın yanına çıkıyorum.»
18Mecdelli Meryem öğrencilerin yanına gitti. Onlara,
«Rab'bi gördüm!» dedi. Sonra Rab'bin kendisine söylediklerini onlara anlattı.
İsa öğrencilerine görünüyor
19Haftanın o ilk günü akşam olunca, öğrencilerin
Yahudilerden korkusu nedeniyle bulundukları yerin kapıları kapalıyken İsa geldi,
ortalarında durup onlara, «Size esenlik olsun!» dedi.
20Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve böğrünü
gösterdi. Öğrenciler Rab'bi görünce sevindiler. 21İsa
yine onlara, «Size esenlik olsun!» dedi. «Baba beni gönderdiği gibi, ben de sizigönderiyorum.»
22Bunu söyledikten sonra onların üzerine üfleyerek,
«Kutsal Ruh'u alın!» dedi. 23«Kimin
günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız,
bağışlanmamış kalır.»
İsa Tomas'a görünüyor
24Onikilerden biri, İkiz
diye anılan Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi. 25Öbür
öğrenciler ona, «Biz Rab'bi gördük!» dediler.
Tomas ise, «O'nun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla
dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam» dedi.
26Sekiz gün sonra İsa'nın öğrencileri yine evdeydiler.
Tomas da onlarla birlikteydi. Kapılar kapalıyken İsa gelip ortalarında durdu,
«Size esenlik olsun!» dedi. 27Sonra Tomas'a, «Parmağını
uzat» dedi, «ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!»
28Tomas O'na, «Rabbim ve Tanrım!» diye cevap verdi.
29İsa ona, «Beni gördüğün için mi iman ettin?» dedi.
«Görmeden iman edenlere ne mutlu!»
30İsa, öğrencilerinin önünde, bu kitapta yazılı olmayan
başka birçok mucizeler yaptı. 31Ne var ki yazılanlar,
İsa'nın, Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman ederek O'nun adıyla
yaşama kavuşasınız diye yazılmıştır.
21. Bölüm
İsa göl kenarında
1-2Bundan sonra Taberiye gölünün kenarında
İsa öğrencilerine yine göründü. Bu da şöyle oldu: Simun Petrus, İkiz
diye anılan Tomas, Celile'nın Kana köyünden Natanyel, Zebedi'nin oğulları ve İsa'nın
öğrencilerinden iki kişi daha birlikte bulunuyorlardı. 3Simun
Petrus ötekilere, «Ben balık tutmaya gidiyorum» dedi.
Onlar, «Biz de seninle geliyoruz» dediler.
Dışarı çıkıp kayığa bindiler. Ama o gece bir şey tutamadılar. 4Sabah
olurken İsa kıyıda duruyordu. Ne var ki öğrenciler, O'nun İsa olduğunu anlamadılar.
5İsa, «Çocuklar, balığınız yok mu?» diye sordu.
«Yok» cevabını verdiler.
6İsa, «Ağı kayığın sağ
yanına atın, tutarsınız» dedi.
Bunun üzerine ağı attılar. O kadar çok balık tuttular ki, artık ağı çekemez olmuşlardı.
7İsa'nın sevdiği öğrenci, Petrus'a, «Bu Rab'dir!» dedi.
Simun Petrus O'nun Rab olduğunu işitince üzerinden çıkarmış olduğu üstlüğü giyip
göle atladı. 8Öbür öğrenciler balık dolu ağı çekerek
kayıkla geldiler. Çünkü karadan ancak iki yüz arşın kadar uzaktaydılar. 9Karaya
çıkınca orada yanan bir kömür ateşi, ateşin üzerinde balık ve ekmek gördüler.
10İsa onlara, «Şimdi tuttuğunuz balıklardan getirin»
dedi.
11Simun Petrus kayığa atladı ve tam yüz elli üç iri
balıkla yüklü ağı karaya çekti. Bu kadar çok balık olduğu halde ağyırtılmamıştı.
12İsa onlara, «Gelin, yemek yiyin» dedi.
Öğrencilerden hiçbiri O'na, «Sen kimsin?» diye sormaya cesaret edemedi. Çünkü
O'nun Rab olduğunu biliyorlardı. 13İsa gidip ekmeği
aldı, onlara verdi. Aynı şekilde balıkları da verdi. 14İşte
bu, İsa'nın ölümden dirildikten sonra öğrencilere üçüncü görünüşüydü.
İsa ile Petrus
15Yemekten sonra İsa, Simun Petrus'a, «Yuhanna oğlu
Simun, beni bunlardan daha çok seviyor musun?» diye sordu.
Petrus, «Evet, Rab» dedi, «seni sevdiğimi bilirsin.»
İsa ona, «Kuzularımı otlat» dedi. 16İkinci kez yine
ona, «Yuhanna oğlu Simun, beni seviyor musun?» diye sordu.
O da, «Evet, Rab, seni sevdiğimi bilirsin» dedi.
İsa ona, «Koyunlarımı güt» dedi. 17Üçüncü kez ona,
«Yuhanna oğlu Simun, beni seviyor musun?» diye sordu.
Petrus kendisine üçüncü kez, «Beni seviyor musun?» diye sormasına üzüldü. «Rab,
sen her şeyi bilirsin, seni sevdiğimi de bilirsin» dedi.
İsa ona, «Koyunlarımı otlat» dedi. 18«Sana doğrusunu
söyleyeyim, gençliğinde kendi kuşağını kendin bağlar, istediğin yere giderdin.
Ama yaşlanınca ellerini uzatacaksın, başkası seni bağlayacak ve istemediğin yere
götürecek.» 19Bunu, Tanrı'yı ne tür bir ölümle yücelteceğini
belirtmek için söyledi. Sonra ona, «Ardımdan gel» dedi.
20Petrus arkasına
döndü, İsa'nın sevdiği öğrencinin kendilerini izlediğini gördü. Bu öğrenci, akşam
yemeğinde İsa'nın göğsüne yaslanan ve, «Rab, seni ele verecek olan kimdir?» diye
soran öğrencidir. 21Petrus onu görünce İsa'ya, «Rab,
ya bu ne olacak?» diye sordu.
22İsa ona, «Ben gelinceye dek onun yaşamasını istiyorsam,
bundan sana ne?» dedi. «Sen ardımdan gel!»
23Bu yüzden kardeşler arasında o öğrencinin ölmeyeceğine
dair bir söylenti çıktı. Ama İsa Petrus'a, «O ölmeyecek» dememişti. Sadece, «Ben
gelinceye dek onun yaşamasını istiyorsam, bundan sana ne?» demişti.
24Bütün bunlara tanıklık eden ve bunları yazan öğrenci
budur. Onun tanıklığının doğru olduğunu biliyoruz.
25İsa'nın yaptığı daha başka çok şey vardır. Bunlar
tek tek yazılsaydı, sanırım yazılan kitaplar dünyaya sığmazdı.